İÇİNDEKİLER. Emanete Sadakat Allah a Sadakattir الوفاء بالا مانة هو الوفاء بالله عز وجل هو الوفاء بالله. Emanet Âyetleri Doğru Anlaşılıyor mu?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İÇİNDEKİLER. Emanete Sadakat Allah a Sadakattir الوفاء بالا مانة هو الوفاء بالله عز وجل هو الوفاء بالله. Emanet Âyetleri Doğru Anlaşılıyor mu?"

Transkript

1 BAŞLARKEN Hamdolsun, emaneti tevdi etmek için insanı seçen Yüce Rabbimiz e, Salât olsun, emanete riayet etmeyi en güzel örnekleriyle öğreten Efendimiz e, Selam olsun, onun yolunda emaneti taşıyan ehl-i beytine, ashabına ve müminlere... Vahiyle inşa olma çabalarına yeni bir Kur ani kavramla katkı yapmayı ümit ettiğimiz 24. sayımızın manşete de kaynaklık eden başyazısında Mustafa İslâmoğlu hocamız, büyük emanetin mahiyetini anlatıyor. Murat Sülün, Müslümanların emanet âyetlerini yeterince doğru anlamadığı yönünde eleştiri getiriyor. Mehmet Soysaldı emaneti ehline vermenin anlam ve önemini, Mahmut Çınar emanetin imanla ilişkisini ve günlük hayattaki yerini ele alıyor. Haydar Öztürk emaneti bihakkın eda edebilmenin yollarını benlik ekseninde irdeliyor. Sayımızın söyleşi köşesinde Hüsnü Aktaş hoca ile emanet ve ehliyet ekseninde yapılmış detaylı bir söyleşi ile, Yardımeli Derneği başkanı Dr. Sadık Danışman ile yapılmış uzunca söyleşinin özetini bulacaksınız. Kendilerine tevdi edilen emanetlerin büyük bir hassasiyetle projelere dönüşümünü gözler önüne seren söyleşinin tamamını internet sitemizden okuyabilirsiniz. İbrahim Koç, uzunca bir süredir dergide yer açılmasını bekleyen incelemesinde Hz. Ali nin görüşleri doğrultusunda dünya ve ahiret dengesini anlatıyor. Abdulcelil Candan konuyu emanetin anlam alanı ve kapsamı çerçevesinde tartışıyor. Vedat Aydın denemesinde sözün ne mühim bir emanet olduğunu vurguluyor. Sayımızın iktibas köşesi için, Fethullah Gülen Hocaefendi nin emanet ve emniyet konulu bir yazısını seçtik. Zaman zaman Yayın Kurulumuza da katılarak önerilerde bulunan İ.Hakkı Gündoğdu nun dergimizde çıkan ilk yazısı her birimizin taşıdığı emanetleri irdeliyor. Osman Arpaçukuru geçen sayımızda başlayan yazı dizisinin ikinci bölümünü paylaşıyor. Ayten Durmuş, günümüz sorunlarını aile terbiyesinden yoksunluk mihverinde ele aloyor. Hüseyin Kerim Ece, emanet ve sorumluluk ilişkisini, Kadir Canatan, İmran Ailesi örneğinde seçkinlik simgesini anlatıyor. Hasan Aycın ın seçkin aile konulu çizgisi Canatan ın yazısını ve sayımızı tamamlıyor. Ömer Bayar ın emaneti dua makamında irdeleyen yazısını, Bünyamin Doğruer in emanet şuurunu işleyen denemesi takip ediyor. Bünyamin hoca geçen sayıda olduğu gibi yazısını şiiriyle tamamlıyor. İlk 21 sayının tamamını bir arada temin etmek isteyen dostlarımız dergimizle irtibata geçerek takım halinde edinip sürekli istifade etme imkânı bulabilecektir. Sevgili Kur ani Hayat dostları, tüm sayıların pdf nüshalarına erişim için elektronik nüsha aboneliğini de gerçekleştirmenizi tavsiye ediyoruz. Okuyarak, okutarak, abone olarak, abone bularak ve yazı göndererek dergimize verdiğiniz desteğinizi sürdüreceğinizden eminiz. Temmuz ayı başında çıkacak sadakat konulu 25. sayımızda buluşmak niyazıyla

2 İki Aylık Dergi Yıl: 5, Sayı: 24 Mayıs-Haziran 2012 ISSN: Derginin Sahibi Adım Prodüksiyon Müzik Film Yayıncılık Reklam Eğt. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Fethi GÜNGÖR Genel Yayın Yönetmeni Dr. Fethi GÜNGÖR Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Muharrem BAYKUL Yayın Kurulu Dr. Fethi Güngör Hasan Hafızoğlu Adnan İnanç Ömer Noyan Gökhan Şimşek Son Okuma Gökhan Şimşek Hukuk Danışmanı Av. Mustafa Nar İdare Merkezi: Adım İş Merkezi, FatmaSultan Mh. Kahhalbağı Sk. No: 49 Topkapı- İstanbul Tel: Faks: Abonelik Şartları 6 sayı / 12 ay abonelik için (Ocak-Aralık 2012) Yurtiçi: 55-TL (Kitap ve Divx hediyeli) Yurtdışı: 70-USD, 45-EURO (Divx hediyeli) POSTA ÇEKİ Adım Prodüksiyon Ltd.Şti. adına Türkiye Finans IBAN: TR AVRUPA / İDEE VAKFI Mustafa Bildirici Hoofdstraat 99A, 5171 DK Kaatsheuvel/Nederland Bank: Abn-Amro BIC: ABNANL2A IBAN: NL63ABNA Tel: Mail: menserest@hotmail.com ALMANYA Murat KUBAT / Sparkasse Neuss Şube Kodu: Hesap No: Bic: WELADEDN Iban: DE Tel: muratkubat@live.de İÇİNDEKİLER Emanete Sadakat Allah a Sadakattir الوفاء بالا مانة الوفاء بالا مانة هو الوفاء بالله عز وجل هو الوفاء بالله Emanet Âyetleri Doğru Anlaşılıyor mu? Emaneti Ehline Vermek Emanet-İman İlişkisi ve Günlük Hayattaki Yeri Emaneti İfada Benliğin Rolü Hüsnü Aktaş Hoca İle Emanet ve Ehliyet Üzerine Dünya-Ahiret Dengesi ve Hz. Ali Sadık Danışman İle Emanet ve Hayır Üzerine Emanetin Anlam Alanı ve Kapsamı Söz Emanettir İktibas/ Emanet-Emniyet Bizdeki Emanetler Hadis Olarak Bilinen Asılsız Sözler Aile Terbiyesi Yokluğu Kur ani Terminolojide Tevekkül Kavramı Emanet ve Sorumluluk İlişkisi İmran Ailesi Seçkinlik Simgesi Zihin İnşasında Peygamber Gözlüğü Dua Makamında Bir Emanet Yazısı Emanet Şuuru Çizgi/ İmran Ailesi Seçkinlik Simgesi Mustafa İSLÂMOĞLU Murat SÜLÜN Mehmet SOYSALDI Mahmut ÇINAR Haydar ÖZTÜRK Fethi GÜNGÖR İbrahim KOÇ Mehmet DERİ Abdulcelil CANDAN Vedat AYDIN Fethullah GÜLEN İ. Hakkı GÜNDOĞDU Osman ARPAÇUKURU Ayten DURMUŞ Mehmet DERİ Hüseyin K. ECE Kadir CANATAN Sefa ÇETİNKAYA Ömer BAYAR Bünyamin DOĞRUER Hasan AYCIN Tasarım: Kemal Güneş Uygulama: Necmettin Asma Baskı: İstanbul Matbaacılık Gümüşsuyu Cd. Işık Sanayi Sitesi B Blok No:21 Topkapı-İstanbul Tel: Türü: İki aylık yaygın süreli dergi. Yazılardan yazarları sorumludur. Kaynak göstererek alıntı yapılabilir

3 B A Ş Y A Z I EMANETE SADAKAT ALLAH A SADAKATTİR Mustafa İSLÂMOĞLU BÜYÜK BULUŞMA, İKİ DENİZİN KAVUŞMASIDIR. İKİ DENİZİN KAVUŞTUĞU YER DE, İNSANIN İRADESİNİN İKİZ KARDEŞLERİ OLAN AKIL VE VİCDANLA BULUŞTUĞU GÖNÜL SAHİLİDİR. İman: İlahi itimada layık olmanın asgari şartı Emanet koruyacağı beklentisiyle birine geçici olarak verilen değerli şey manasına gelir. Aynı zamanda O değeri koruma işine de emanet denilmiştir. Emanetin türetildiği emn, güven, emân birine verilen güvenlik garantisi anlamına gelir. Emn in zıddı korku anlamındaki havf, emânet in zıddı güveni boşa çıkarmak anlamındaki hıyânet tir. Allah ın güvenine layık olmak manasındaki îmân da aynı köktendir. Îman daha sonra ıstılahlaşarak inanmak, itimat etmek anlamına kullanılmıştır. Zıddı olan kufr ise inkâr anlamına kullanılmıştır. Kufr un ahlâki karşılığı nankörlüktür. İman, Allah ın itimadına layık olmanın asgari şartını ifade eder. İnsan bu asgari şartı, kendi özgür iradesiyle seçer. Bu yüzden imanın öznesi kulun kendisidir. İman ilk meşruiyetini, kulun özgür iradesine dayalı seçiminden alır. Farzı muhal kişi benim tercihim değil ama falan benim için imanı seçmiş, o yüzden ben mü minmişim dese, bu iman onun imanı değil, onun için imanı seçenin imanı olur. Kendisi iman sahibi olarak adlandırılamaz. İman, insanın kalbinde bir nurdur. Kalp, iman nuru ile aydınlatılmadan önce karanlıktır. Orada bir göz varsa dahi, o göz ışıktan mahrum Kur ani Hayat MAYIS 12 SAYI 24 EMANETE SADAKAT ALLAH A SADAKATTİR MUSTAFA İSLÂMOĞLU 3

4 4 olduğu için göremez. Zira görmek için göz yetmez, ayrıca ışık da gereklidir. İman nuruyla aydınlanmayan kalbin sahibi tedirgindir. Zira göz, fıtratı gereği görmek ister, görecek bir şeyler ister. Göz var ama göremiyorsa, bu durum sahibine korku (havf) olarak yansır. İnsan karanlıktan bu sebeple korkar. Orada korkulacak bir şey olduğu için değil, gözü olduğu halde göremediği içindir. İman nuru, kalp gözünün önünü aydınlatınca, o insan karanlıktan kurtulur ve huzur bulur. Bu ona sükûnet olarak yansır. Kur an da tekraren geçen Lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn: Onlara ne korku vardır, ne de hüzün duyacaklardır âyetinin ifade ettiği hakikat budur. İşte bu hale, emin olma hali denir. İman ışığı sayesinde iç gözün önü aydınlanmış, belirsizlik kısmen veya tamamen yok olmuştur. Karanlığın verdiği huzursuzluk yerini huzura, ümitsizlik yerini ümide, güvensizlik yerini güven ve tevekküle, kararsızlık yerini sebata, kuşku ise yerini itimada bırakır. İradeli varlık, bütün bunları kendisine kazandıran imanının nasıl büyük bir değer olduğunu, işte o zaman anlar. İman ve emanet ilişkisi İnsanın, kendi tercihiyle ürettiği iman adlı bu değerin farkına varması elbet büyük bir aşamadır. Fakat bu, yürüyüşün daha başlangıcıdır. Eğer insan kendi içinde bu yürüyüşü sürdürürse, iman gibi değerli bir şeyi üreten kendi ben ini, yani eşhedu (ben şahadet ederim ki) diyen ben ini keşfeder. Bu keşif, insanın kendi kendini keşfidir. İşte yeryüzünün en eskimez hikmeti olan kendini bilme, bu keşifle başlayan bir süreçtir. Sahih bir iman, sahibini bu mübarek sürecin ilk durağına getirip bırakmıştır. İNSAN KENDİ BENİNİN SAHİBİ OLMADIĞINI, BENİM DEDİĞİ BENİ- NİN BİLE KENDİSİNE EMANET OLDUĞU- NU İDRAK ETTİĞİN- DE BEN İDRAKİNE KAVUŞMUŞ OLUR. Eşhedu diyen ben, iman nuruyla aydınlanan gönlünü ve gönül gözünü kendine çevirdiğinde, orada önceden konulmuş ve hep var olan, kazanılmış değil verilmiş olan bir ben bulacaktır. Bu, irade sayesinde aklın vicdanla buluşmasıdır. Büyük buluşma, iki denizin kavuşmasıdır. İki denizin kavuştuğu yer (merace l-bahreyni yeltekıyân) de insan iradesinin ikiz kardeşleri olan akıl ve vicdanla buluştuğu gönül sahilidir. O size imanı sevdirdi (49:7) ilahi kelâmı da böyle gerçekleşir. Kişi, kendisini beniyle buluşturmak için, ışığıyla kendisine kılavuzluk yapan imanı sever, emn ve güven halinin huzurunu hisseder. Bu huzur, ondan sonra biri kötü diğeri iyi olan iki şekilde kullanılabilir. Kötü kullanımı, yolcuyu yolda koyan bir müsekkin ve bir rahatlatıcı olarak kullanılmasıdır. Bu takdirde huzur, insanı yola yatıran manevi bir uyuşturucuya döner. İman ise, sahibini geliştiren bir imkân olarak kullanılmak yerine, sahte bir emn hali ve geçersiz bir garanti belgesi hüviyetine bürünür. İyi kullanımı da imanın yolcuyu gayrete geçirici bir imkâna ve bitimsiz bir yakıta dönüşmesidir. Bunun şartı ise kişinin vicdanı sayesinde önceden var ve hazır olarak bulduğu ben inin kendisine emanet edildiğini idrak etmesidir. Buna ben idraki diyoruz. İmanın ne büyük bir değer olduğunu bilmek, insan kendi ben ini idrak ettiği zaman işe yarayacaktır. Zira ilki emanet bilinci mektebine kaydolmak, ikincisi ise bu mektepten şahadetname almaktır. Ben idraki Şahadetnamesi ni alan insanın hiç unutmaması gereken hakikat; başkalarının benim dediği her şeyin emanet olduğu hakikatidir.

5 Sorumluluk bilinci olan takva nın yerleşik hali olan bu şuur, insana, imana erince kurtuldum dediği o tedirginliği yeniden yaşatır. Fakat bu tedirginlik imandan önceki tedirginlikten farklı bir mahiyettedir. İmandan önceki tedirginlik bir havf (korku) hali iken, ben idraki ile emaneti fark ettikten sonra hissettiği tedirginlik, haşyet (saygı ve ürperti) halidir. İnsan kendi beninin sahibi olmadığını, benim dediği beninin bile kendisine emanet olduğunu idrak ettiğinde, ben idrakine kavuşmuş olur. Bu idrak sayesinde emanetin ne kadar büyük olduğunu fark eder. Bunu fark edince, emanet edenin büyüklüğünü idrak eder ve bu idrak onu o Tek Büyük (Ekber) karşısında saygıyla karışık derin bir ürpertiye gark eder. Bu ürperti ile emanete sadakat konusundaki titizlik arasında doğrusal bir orantı vardır. Emanete sadakat konusundaki titizlik, kişiyi, emaneti sahibine ihanet etmeden ulaştırma kaygısına düşürür. Sual: Elinizde tüm dünyalardan daha değerli bir emanet olsa, onu kime güvenirsiniz? İRADE, DİĞER TÜM EMANETLERİN KENDİ- SİNE BAĞLI OLDUĞU BÜYÜK EMANETTİR. BU YÜZDEN DİĞER TÜM EMANETLERE İHANET, İRADE EMANETİNE İHANETLE BAŞLAR. Cevap: Kendisinden yüzde yüz emin olduğunuz birine! Kendisinden yüzde yüz emin olunacak biri, mükemmel biri demektir. Zira mükemmel olmayan hiç kimseye, yüzde yüz güvenilemez. Tarih şahittir ki değil ham ervah olanlar, nice kâmil insan bile birçok emaneti zayi etmiştir. En çok güvendiğinize bile küçük de olsa bir hata payı bırakırsınız. Zira kul kusursuz olmaz. Kur an ın şahadetiyle, bu kurala peygamberler de dâhildir (80:23). Şu durumda, ne yapmalıdır? Emaneti, Allah a güvenmelidir. Zira Allah ın esma-i hüsnasından biri de el-mü min dir (59:23). Allah, insana güvenmiş ve ona iradeyi emanet etmiştir. İnsan da Allah ın ilahi güvenine karşılık vermeli ve mü min olduğunu göstermelidir. Eğer insan, kendisine karşı el-mü min olup güvenen Allah a mü mince bir güven duymazsa bu, Allah tarafından küfür olarak algılanacaktır. Küfür, büyük nankörlüktür. İnsan, inkâr etme yeteneğine sahip olmasaydı, iman da edemezdi. Nankörlük etme yeteneğine sahip olmasaydı, sadakat da gösteremezdi. İnkâr etme yeteneği olduğu içindir ki insanın imanı ödüllendirilmektedir. Nankörlük etme yeteneğine sahip olduğu içindir ki insanın sadakati ödüllendirilmektedir. İnsanı çevreleyen ne kadar değer varsa, hepsi emanettir. Hayat, evlat, eş, servet, ilim, tabiat, dünya ve içindekiler... Fakat insana verilen sayısız emanet içinde en büyük emanet nedir? Bu, diğer emanetlerin emanet olduğunu kendisi aracılığıyla idrak ettiğimiz bir şey olmalıdır. Allah ın insana arz ettiği emanet nedir? İşin gerçeği Biz emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk; ve onlar ona (ihanetten) korktular ve emaneti üstlenmekten kaçındılar; nihayet onu insan yüklendi: Ne var ki, o da zalim ve cahil biri olup çıktı. (Ahzab 33:72) Bu âyette geçen emanet nedir? Bu soruya, ibadet veya ibadetlerdir diyen birçok âlim olmuştur. Fakat bu cevabı bizzat Kur an a dayanarak daha baştan eleyebiliriz. Zira Me âric Suresi ayetlerde emanet ve namaz aynı bağlam içinde ayrı ayrı zikredilmektedir. Bu durumda Emanet için namazdır, ibadetlerdir gibi cevaplar geçerliliğini yitirmektedir. Âyette arz edildiği buyrulan emanet için akla ilk gelen ihtimaller hilafet, irade, akıl veya üflenen ruh tur. Şüphesiz yeryüzünde yaratılış amacına uygun bir hayatı inşa etme görevi anlamına ge- Kur ani Hayat MAYIS 12 SAYI 24 EMANETE SADAKAT ALLAH A SADAKATTİR MUSTAFA İSLÂMOĞLU 5

6 6 len hilafet de emanettir. Fakat âyette buyrulan emanet ile kastedilen bu mudur? Âyette kastedilen emanet, el-emanet tir. Kelimedeki belirlilik cins içindir. Türün tamamını kapsar. Bunun anlamı, kastedilen emanetin tüm emanetleri içinde barındıran türden olmasıdır. Yani; emanetlerin başı, diğer emanetleri kendisi aracılığıyla tanıdığımız en temel emanet vurgusu vardır. İnsan, Allah tarafından yeryüzünün halifesi olarak tayin edilmiştir. Peki, neden başka bir varlık değil de insan halife olarak atanmıştır? Bu sorunun cevabı, âyette kastedilen emanettir. Eğer durum buysa, âyette emanet ile hilafet değil, insanın yeryüzünün halifesi olarak atanmasını sağlayan şey kastedilmiş olur. Âyetteki emanet ile kastedilen irade olabilir mi? Zira irade, insanın yeryüzünün halifesi olarak tayin edilmesine sebep olan şeydir. Buna şöyle bir itiraz yapılabilir: Allah emaneti arz ettiğini söylüyor. Bir şeyi birine arz etmek, onu muhataba teklif etmektir. Teklif edilen şeyin kabulü de reddi de mümkündür. Bu ise tercih demektir ve tercihin söz konusu olduğu yerde irade şarttır. Eğer böyleyse, bu durumda insan emanet kendisine arz edilmeden önce zaten irade sahibiydi. Bu itiraza şöyle cevap verilir: Âyette emanetin önce göklere, yere ve dağlara arz edildiği, onların emanete ihanetten korktukları için onu üstlenmekten kaçındıkları buyrulmaktadır. Gökler, yer ve dağlar irade, akıl ve şuur sahibi varlıklar değildir. Bazı müfessirlerin bunlara geçici olarak akıl ve şuur verildiğini iddia etmeleri, sünnetullaha da selim akla da aykırıdır. Eğer durum yukarıdaki gibiyse, insana irade emanetinin sunulması sırasında insanın iradeli bir varlık olma zarureti bulunmamaktadır. Göklere, yere ve dağlara nasıl sunulmuşsa, insana da öyle sunulmuştur. Sözün tam burasında şu sual akla gelmektedir: Peki, o zaman göklere, yere ve dağlara bu emanet nasıl sunulmuştur? Bu sayılanlar iradeli varlıklar olmadığına göre, onların kendilerine sunulanı üstlenmekten çekinmeleri, emanete ihanetten korkmaları, ne anlama gelmektedir? YÖNETİME DAİR HER MA- KAM BÜYÜK EMANETTİR. BÜYÜK EMANET BÜYÜK EH- LİYET İSTER. BU EHLİYETE SAHİP OLMADAN BÜYÜK EMANETİN ALTINA GİRMEK, BÜYÜK SORUMSUZLUKTUR. Zemahşeri, A raf 172 nin tefsirinde, Kur an da bazı âyetlerde kullanılan bu üsluba tahyîl ve temsîl üslubu diyor. Tahyîl, Bir hakikati muhatabın hayalinde canlandırma demektir. Bu ecnebilerin dramatizasyon dedikleri şeyin ta kendisidir. Kur an bu üslubu bazı âyetlerde kullanır (Bkz: 7:172; 41:11). Bu âyet de onlardan biridir. Bu durumda, Allah ın irade emanetinin göklere, yere ve dağlara arz etmesi de tahyîl kabilindendir. İrade emanetini insanın üstlenmesine gelince Beşer, daha ruh üflenmeden, kendisine doğuştan bahşedilen basit zekâyı tam kapasite kullanmıştır. Bu yönüyle diğer canlı varlıkları geçmiştir. Allah da beşer içinden seçtiği (3:33) bir ilk halkaya (Âdem) ruhundan üflemiştir. Üflenen ruh, içinde irade, akıl ve vicdan arazlarını taşıyan bir cevherdir. Beşerin, tüm canlı varlıklar içinde basit zekâyı en çok kullanması, irade emanetini kendisinin kabul edeceğini Allah a lisan-ı hal ile beyan etmesi anlamına gelir. Allah ın irade emanetini insana arz etmesi, her bir insan için son saate kadar geçerli olan bir hakikattir. Zira insan, akıl ve baliğ olma yaşına geldiğinde, mükellef/sorumlu olmaktadır. Akil ve baliğ olma yaşı, Allah ın arz ettiği irade emanetini, insanın zımnen kabul ettiği yaştır. İnsan bu yaşa gelir de hâlâ çocuk

7 gibi davranırsa, onun bu sahte çocuksuluğu, çocuklara has olan masumiyetine değil, sorumsuzluğuna karine teşkil eder. Büyüğün çocuklaşması bir oluş değil, kaçıştır. Her kaçış bir sorumsuzluktur. Bu durumda emanet irade dir diyebiliriz. İradenin akıl ve üflenen ruh ile ilişkisi ise müsellem bir hakikattir. İrade, akıl ve vicdan üflenen ruhun üçüzleridir. Bunlar, birbiriyle sebep-sonuç bağıyla bağlıdır. İrade, kardeşleri olan akıl ve vicdan ile birlikte, diğer tüm emanetlerin kendisine bağlı olduğu büyük emanettir. Bu yüzden diğer tüm emanetlere ihanet, irade emanetine ihanetle başlar. Mesela insanın hayat, ilim, sıhhat, evlat, eş, makam, devlet, servet, şöhret vb. emanetlere ihanet etmesinin tümünün ortak noktası irade zafiyetidir. İnsan kendisine emanet edilen bir şey konusunda iradesini tam kullanıyorsa, o emanete ihanet söz konusu olmaz. Kur an da irade fiili 140 yerde kullanılır. Bunların bir teki bile isim olarak gelmez. Hepsi fiildir. Zira irade aktifse ve eylem halindeyse var sayılır, değilse yok sayılır. Tıpkı akıl gibi. ZEKÂT, SADAKA, İNFAK GİBİ KARŞILIKSIZ VERMEYE DAYALI EMİR VE TAVSİYELERİN AMA- CI, İNSANA ELİNDEKİLERİN MÜLKİYET DEĞİL EMANET OL- DUĞUNU HATIRLATMAKTIR. Emanetin hakiki sahibi Allah tır. İnsanın sahipliği mecazidir. İnsan mecazen sahip olduğu emanetleri de bir başkasına emanet eder. Emanet şuuru ve sorumluluğu insanda ne kadar gelişirse, o insan emanetleri başkasına emanet ederken de o oranda sorumlu davranır. Emanete ihanet zulmün ve cehlin zirvesidir Emanet âyeti şöyle biter: Ne var ki o (insan) çok zalim ve çok cahil biri olup çıktı. Neden? Zira emaneti üstlenen insan, eğer üstlendiği emanete sadakat göstermezse, o takdirde çok zalim (zalûm) ve çok cahil (cehûl) niteliklerini hak eder. Âyetin son cümlesi hemen bütün tefsirlerde ve meallerde Çünkü insan çok zalimdir, çok cahildir diye anlaşılır ve çevrilir. Bu anlayış, iki açıdan reddedilmelidir: 1. İnsanın Allah ın teklifini kabul etmesinin gerekçesi olarak, çok zalim ve çok cahil oluşunu gösterdiği için. 2. Çok zalim ve çok cahil sıfatlarını, insanın tercihinin bir sonucu olarak değil de yaratılışının bir sonucu olarak takdim ettiği için. Bu bakış, Pavlus Hıristiyanlığının ilk günah doktriniyle aynıdır. İnsanı fıtraten bozuk ve kötü ilan eden bu bakışın Kur an ın ve Nebi nin insan tasavvuruyla (30:30) taban tabana zıt olduğu izahtan varestedir. Bu yanlış ve yamuk anlayışa, cümlenin başındaki kâne yardımcı fiilinin oluş bildirdiği (keynûnet) ön kabulü neden olmuştur. Oysa bu fiil sonradan oluş (sayrûret) bildiren bir vurguya sahiptir. Klasik anlayışta olduğu gibi insan, çok zalim ve çok cahil olduğu için Allah ın teklifini kabul etmemiştir. Aksine o, fıtraten iradeye ehil olanların en başında geldiği için teklifi kabul etmiştir. Fakat eğer yüklendiği emanete ihanet ederse, bu takdirde o çok zalim ve çok cahil biri olup çıkacaktır. Rabbimiz, insan zalûm ve cehûl olmasın diye emanete nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili yol da göstermiştir: Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline vermenizi emreder. (Nisa 4:58). Dikkat: Başkalarına emanetleri ehline verin diye emreden Allah, en büyük emanet olan iradeyi yaratılıştan çok zalim ve çok cahil Kur ani Hayat MAYIS 12 SAYI 24 EMANETE SADAKAT ALLAH A SADAKATTİR MUSTAFA İSLÂMOĞLU 7

8 8 birine verir mi? O zaman kendisi emaneti ehil olmayan birine vermiş olmaz mı? Âyetin üslubuna dikkat! Başkalarına emanet ettiğimiz şeylerin mülkümüz değil, Allah ın emaneti olduğunu ifade ediyor. Bu âyetin iniş nedeni olarak Mekke nin Fethi nde yaşanan bir olay gösterilir. Kâbe nin anahtarlarını taşıma görevi birkaç kuşak boyunca Osman b. Talha ailesindedir. Sevgili Peygamberimiz fetihte Kâbe ye girecektir. Osman b. Talha dan anahtar istenir. Efendimiz Kâbe nin içindeki işini bitirip çıktıktan sonra, başta amcası Abbas olmak üzere gözü anahtarda olanlar vardır. Zira anahtarları taşımak Araplar arasında şereftir. Fakat Efendimiz Osman b. Talha yı çağırtır ve henüz Müslüman olmamış olan bu zata anahtarları verir. Bu olay, emanetlerin önem sırasının, toplumsal olandan bireysel olana doğru olduğunu gösterir. Bir emanet ne kadar çok kişiyi ilgilendiriyorsa o kadar önemlidir. Bu, gayet anlaşılabilir bir şeydir. Zira bir kişinin emaneti zayi olursa o kişi zarar görür, bir milletin emaneti zayi olursa o millet zarar görür. Emaneti ehline vermeyi emreden âyet, biri açık ikisi zımni üç emri içerir: 1. Ey emanet dağıtma makamında olanlar! Emaneti yandaşlarınıza, yakınlarınıza, hemşehrilerinize, ırkdaş ve dindaşlarınıza değil; kim o işi iyi yapıyorsa ona veriniz. 2. Ey emanete almaya aday olanlar! Emanete ehil değilseniz, emanete talip olmayınız. Emaneti istemeden önce, ehliyeti isteyiniz ve ehil olmak için gayret ediniz. Eğer ehliyet sahibi olursanız, emanet sizi bulur. 3. Ey emanete aday olmayanlar! Emanete ehil olduğunuz halde, emaneti üstlenmekten kaçmayınız. Eğer siz kaçtığınız için emanet ehil olmayan ellerde zayi olursa, bunun sorumluluğuna siz de ortak olursunuz. Yönetime dair her makam büyük emanettir. Büyük emanet büyük ehliyet ister. Bu ehliyete sahip olmadan büyük emanetin altına girmek, büyük sorumsuzluktur. Büyük emanete yönelik sorumsuzluk, büyük ihanettir. İçinde yönetmenin olduğu bir makamın iki tür taliplisi vardır: Balarısı tabiatlılar ve sinek tabiatlılar. Balarısı tabiatlılar yönetim emanetine ehil olanlardır. Onlar üretmek için taliptir, tüketmek için değil. Sinek tabiatlılar ise yönetim emanetine ehil olmadıkları halde yönetmek için can atarlar. Onlar sebze ve tahıl zararlıları gibi, tebelleş oldukları nimeti tüketir. Birinin arı veya sinek tabiatına sahip olduğunu anlamanın en iyi yolu şudur: Eğer oturduğu makama değer katıyorsa arı tabiatlıdır, eğer değerini oturduğu makamdan alıyorsa sinek tabiatlıdır. Baş olmaya layık olanlar, baş olma tutkusuna ait olmazlar. Baş olma tutkusuna ait olanlar, baş olmaya layık olamazlar. Baş olma tutkusuna sahip olma değil, ait olma dedik. Zira bir şey tutkuyla istenince, isteyen kimse o şeyi elde etse dahi, ona sahip değil, olsa olsa ona ait olur. Nasıl ki siyaset emanetse, ilim de emanettir. İlim âlimin fehmine emanettir. İlmin sahibine yüklediği iki sorumluluk vardır: İlki onu üretmek, ikincisi ilminin gereğiyle amel etmektir. İlmi üretmeyenler, ilmin sineğidir. İlmi üretenlerse, ilmin balarısıdır. İlim kendisini sadece taşıyana âlim payesi kazandırmaz. Öyle olsaydı, şimdiye kadar ilmin en sadık taşıyıcısı olan kitaplardan daha büyük âlim olmazdı. Şimdilerde kitapların yerini elektronik kartlar, hafızalar ve arama motorları gibi internet siteleri almıştır. Ne tarihte ne de günümüzde hiçbir âlimin taşıdığı ilim hacim olarak bir arama motorunca barındırılanın milyonda birine ulaşmamıştır. Şu halde âlim, ilmi sadece taşıyan değil, üreten ve yaşayandır. Servet mülkiyet değil emanettir Kur an da nerede göklerin ve yerin mülkü geçse, orada mutlaka mülk tahsis lâm ı ile Allah a hasredilir. Bunun istisnası yoktur. Kur an, bu muhteşem üslubuyla, muhatabının mülk tasavvurunu inşa eder ve zımnen der ki: Ey insan! Benim dediklerin, gerçekte senin mülkün değildir. Sana Allah ın emane-

9 tidir. Zira Allah el-melik ve el-mâlik tir. Mülkün mutlak manada yegane maliki O dur. O mülkünü dilediğine verir. Aslında verdiği şey de onu verdiği kimse de O nun mülküdür. Mülkünü, mülküne vermiştir. İnsan kendisine emanet olarak verilenleri kendi mülkü sanmaya başladığında, onlara sahip değil, onlara ait olmaya başlar. Mesela serveti kendi mülkü sandığında, servete sahip olmaz, servete ait olur. Makama sahip olmaz, makama ait olur. Allah ın verdiği tüm emanetler birer imtihan aracıdır. Allah bu emanetleri, kulunun sadakat mi ihanet mi edeceğini kendisine göstermek için verir. Kul, bu imtihanda kendi durumunu görecek, ona göre tedbir alacaktır. Zekât, sadaka, infak gibi karşılıksız vermeye dayalı emir ve tavsiyelerin amacı, insana elindekilerin mülkiyet değil emanet olduğunu hatırlatmaktır. Sadaka ya bu ad, servet emanetine sadakat in göstergesi olduğu için verilmiştir. Servetin emanet olduğu hakikati göz ardı edilerek, israfın haramlığı asla anlaşılamaz. Zira israfın haramlığı rasyonel olarak izah edilemez. İsraf ettiğiniz şey sizin malınızdır, helalden kazanmışsınızdır, hatta haram kılınan bir şeye de harcamamışsınızdır. Fakat israf etmişseniz, helale de harcasanız, haram olmuştur. Benim değil mi, istediğimi yaparım! diyemezsiniz. Kur an; Senin değildir, sana Allah ın emanetidir der, Eğer böyle yaparsan emanete ihanet etmiş olursun! der. İradeyi atıl tutmak emanete en büyük ihanettir Emanet âyetinde, emanet ile kastedilenin, büyük emanet olan irade olduğunu dile getirdik. Bu ümmetin içine battığı kadercilik batağı, irade emanetine ihanettir. Allah; Dilediğim iman eder, dilediğim küfreder demedi; Dileyen iman etsin, dileyen küfretsin dedi. (Kehf 18:29). Allah; Hidayetiniz ve dalaletiniz yazgınıza bağlıdır demedi; Kim hidayete ererse kendi lehine ermiş olur; kim de dalalete saparsa kendi aleyhine sapmış olur dedi. (İsrâ 17:15). Allah; İsteyip istememeniz fark etmez; ne yazdımsa o demedi; Benden isteyin ki, vereyim dedi. (Mü min 40:60). Allah; Sizler Benim yazdığım istikamette gitmek zorundasınız demedi; Dileyen istikamet üzere bir yol tutsun dedi. (Tekvîr 81:28). Yüce Allah; Başınıza gelen benim size yazdığım yüzündendir demedi; kendi yüzünüzdendir dedi. (Âl-i İmran 3:165). Allah; Biz her insanın çabasını kendi kaderine bağlı kıldık demedi; tam aksine Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık dedi. (İsrâ 17:13). Allah; Ben değiştirmeden siz değişemezsiniz demedi; Kendi nefsinizde olanı kendiniz değiştirebilirsiniz dedi (Ra d 13:11). Allah; Benim kendisine imanı ve salih ameli yazdıklarım kurtulmuştur demedi; İman edenler ve salih amel işleyenler kurtulmuştur dedi. (Asr 113:3). Sözün özü: Kadercilik, irade emanetine ihanettir. Taklitçilik, akıl emanetine ihanettir. Asabiyet, makam emanetine ihanettir. Saltanat, hilafet emanetine ihanettir. Dünyevileşme, servet emanetine ihanettir. Tek dünyalı bir ömür, hayat emanetine ihanettir. Mü minin gayesi, emanete sadakat sahibi emin bir emanetçi olmaktır. Zira emanete sadakat, emanetin sahibi olan Allah a sadakattir. Kur ani Hayat MAYIS 12 SAYI 24 EMANETE SADAKAT ALLAH A SADAKATTİR MUSTAFA İSLÂMOĞLU 9

10 المقال الري يس الوفاء بالا مانة هو الوفاء بالله عز وجل مصطفى إسلام أوغلو المواجهة الكبرى هي التقاء البحرين. أما ملتقى البحرين فهو شاطي القلب الذي يلتقي فيه شقيقا الا رادة الا نسانية العقل والضم. المترجم: ياوز آجار الا يمان: هو الحد الا دنى لشروط التا ه ل والجدارة بالضمان الا لهي الا مانة تا تي بمعنى إيداع شيء قي م عند أحد مؤق تا رغبا في أن يحفظه وفي الوقت ذاته ت طلق على عملية «حفظ ذلك الشيء القيم» نفسها. الا من الذي تشتق منه الا مانة يعني «الثقة والاعتماد» بينما الا مان يدل على منح «ضمان الا من» لا حد. فالا من ضد «الخوف» بينما الا مانة ضد الخيانة التي تعني «إضاعة الا مانة». الا يمان بمعنى «التا ه ل للضمان الا لهي» يشتق من جذر الا من أيضا. ثم اكتسب بمرور الوقت معنى اصطلاحيا متعارفا عليه عند العلماء ليدل أخي ار على الاعتقاد والاعتماد. أما الكفر الذي يضاد الا يمان فاست خدم للدلالة على الا نكار ومقابله في المجال الا خلاقي هو نك ارن الجميل. 10 إنما الا يمان هو الح د الا دنى من الشروط ليصبح الا نسان أهلا للضمان الا لهي وجدي ار به. والا نسان هو الذي يختار الا يمان با اردته الحرة لذا فا ن فاعل الا يمان هو العبد نفسه. وهذا يدل على أن الا يمان يستمد شرعيته الا ولى من اختيار العبد المستند إلى إ اردته الطليقة. لنفترض مثلا لو قال أحدهم (فلان انتخب الا يمان باسمي دون رغبتي لذلك فا ني مؤمن) فلا يصح ذلك الا يمان منه بل يصح من المنتخب فقط. وبالتالي لا يسمى هذا الشخص ب»مؤمن».

11 Kur ani Hayat MAYIS 12 SAYI 24 الوفاء بالا مانة هو الوفاء بالله عز وجل لا شك في أن الا يمان نور في قلب الا نسان فالقلب قاتم مظلم قبل تنو ره بذلك النور. وقد يتمتع الا نسان بعين ولكنها لا تبصر إذا ما لم يكن هناك ضوء ل م ا أن العين وحدها لا تكفي للا بصار بل هي مفتقرة إلى الضوء لكي تعمل بوظيفتها. القلب غير المتنو ر بنور الا يمان في حالة ترد د مستديمة لا ن العين بمقتضى فطرتها ترغب الا بصار وما ستبصره. وا ذا ما أ نعم الا نسان بعين دون التمك ن من الا بصار فهذه الحالة تنعكس عليه ب»الخوف». وهذا هو السبب الكامن و ارء خوف الا نسان من الظلمة لا لا ن هناك شيي ا يتوج ب الخوف منه وا نما لكون عينه تخلو من قابلية الا بصار. إذا ما أضاء نور الا يمان عين القلب نجا الا نسان من الظلمة وبالتالي ح ظي بالسعادة. ومن ثم ينعكس ذلك عليه بالاطمي نان والسكينة. وذلك هو الحقيقة التي تعب ر عنها الا ية المتكر ر ذكرها في العديد من الا يات القرآنية لا خ و ف ع ل ي ه م ولا ه م ي ح ز ن ون. وهذا هو الحالة التي ي طلق عليها «حالة الا من». فبفضل نور الا يمان تستضيي العين الباطنة فيضمحل الغموض والشكوك جزي يا أو كليا من جانب وتحل السعادة محل القلق والاضط ارب الناجمين من الظلمة والا مل محل اليا س والا مان والثقة محل الشك والريبة كما يقوم الق ارر والثبات مقام الترد د والتذبذب وتترك الريبة موقعها للا من والثقة. فعدي ذ يدرك الا نسان المزو د بالا اردة مدى قيمة الا يمان الذي أكسبه كل هذه النعم العظيمة. علاقة الا يمان بالا مانة إن إد ارك الا نسان بقيمة «الا يمان» الذي يناله باختياره الشخصي لهو خطوة كبيرة نحو الا مام غير أنها مقد مة الطريق. وا ذا ما واصل الا نسان السير في ذلك الطريق بعالمه الداخلي يكشف عن «الا نا» الناطقة ب»أشهد» التي تنتج قيمة كالا يمان. فهذا هو اكتشاف الا نسان كينونته الذاتية. و»معرفة من غ الممكن أن يدرك الا نسان ب»معرفة النفس» وأسرارها إلا إذا أدرك با نه «غ مالك» لنفسه وأن كل شيء حتى أنيانيته التي تعبر عنها ب»أنا» أمانة عنده. النفس» التي هي من أقدم وأعرق الحكم على وجه الا رض لا تبلى عملية تنطلق بهذا الكشف. فالا يمان الصحيح هو الذي يقود صاحبه فيوصله إلى المحطة الا ولى لتلك المسيرة المباركة. إن ول ت الا نا الناطقة ب»أشهد» قلب ها المنو ر بالا يمان شط ر ذاتها مع عين قلبها يجد هناك «أنا» «موضوعة/مركوزة فيه من قبل» «داي مة الوجود» ليست مكتسبة وا نما «ممنوحة». فهذا التقاء العقل مع الضمير بفضل الا اردة. اللقاء الكبير هو ملتقى البحرين أما موضع ملتقى البحرين (مرج البحرين يلتقيان) فهو شاطي القلب الذي يلتقي فيه العقل والضمير شقيقا الا اردة الا نسانية. وهكذا يتحق ق الكلام الا لهي ح بب إ ل ي ك م الا يم ان (7:94). فالمرء يحب الا يمان الذي يرشده ويوج هه بضياي ه للمواجهة مع ذاته فيشعر بذلك سعادة وطما نينة حالة الا من والا مان. ومن ثم يمكن استخدام حالة السعادة والطما نينة المذكورة على طريقتين اثنتين حسنة أو سيي ة. فالطريقة السيي ة هي استخدامها باعتبارها «مسك نة» للا لم و»مريحة» للنفس الا مر الذي ي سقط ال ارحل في الطريق. وعليه فا ن حالة السعادة والطما نية تتحو ل إلى مخد رة معنوية ت قعد الا نسان عن الطريق كما يصير الا يمان إلى حالة أمن مزو رة ووثيقة غير صالحة بدلا من أن يصبح إمكانا يطو ر صاحبه (المؤمن). أما الطريقة الحسنة فهي صيرورة الا يمان إلى إمكان حافز للا نسان ودافع له وا لى وقود لا ينفد أبدا شريطة أن يدرك المرء با ن «الا نا» التي وجدها حاضرة لديه ومعدة من قبل بفضل ضميره الذاتي أمانة مودعة عنده. ونحن نطلق على هذا «معرفة النفس». ولكن معرفة مدى قيمة الا يمان لا تجدي إلا إذا أحاط الا نسان بكينونته الذاتية وعرف أس اررها. ذلك لا ن الا ولى التسج ل في المدرسة للتعر ف على طريقة «الشعور بالا مانة» بينما الثانية الحصول على «الشهادة» من تلك المدرسة بالذات. إن الحقيقة التي ينبغي أن لا ينساها الشخص الحاصل على «شهادة المعرفة بالنفس» هي المعرفة با ن كل شيء يقول عنه الا خرون إنه «ملكي» فهو «أمانة». 11

12 12 إن هذا الشعور الذي هو الحالة المستقرة وال ارسخة للتقوى بمعنى الا حساس بالمسؤولية يعيد الا نسان إلى لحظة الترد د التي يحس ها عندما يقول «آمنت ف ن ج و ت». غير أن ماهية هذا التردد مختلفة تماما عن التردد الذي يعيشه الا نسان قبل حظو ه بالا يمان. فا ن حالة الترد د قبل الا يمان هي حالة الخوف بينما حالة الترد د التي يشعر بها عقب إد اركه بالا مانة عن طريق معرفة النفس فهي الخشية (الاحت ارم والاهتمام والارتجاف). وحينما يدرك الا نسان با نه غير مالك لنفسه وأن كينونته التي تقول عنها «أنا» أمانة لديه يكون عندها قد حص ل معرفة النفس. وبفضل هذا الا د ارك يلاحظ مدى عظمة تلك الا مانة. ثم ينتقل منها إلى الا حساس بعظمة من استودع الا مانة عنده وأخي ار ي غرقه هذا الا حساس في خشية عميقة مشوبة بالاحت ارم أمام «الا كبر». وهناك تناسب مباشر بين هذه الخشية وذلك الاهتمام بالوفاء بالا مانة. وهذا الا خير يقود الا نسان إلى قلق حول تسليم الا مانة إلى مالكها قبل خيانتها وضياعها في يده. سؤال: إن كان لديكم أمانة أثمن وأقيم من كل شيء في العالم فا لى من تستودعونها الجواب: تستودعونها إلى من تعتمدون عليه ماي ة بالماي ة! إن من ي عتمد عليه ماي ة بالماي ة لا بد أن يكون مستجمعا في ذاته كل الكمالات إذ لا ي عتمد على من لم يكن كذلك. كم من إنسان كامل قد ضاعت الكثير من الا مانات بيده فضلا عن الا رواح غير الناضجة! فالتاريخ شاهد على ذلك. من الممكن أن يخطي حتى الا نسان الا كثر أمانة ووثوقا عندكم قليلا أو كثي ار فا نه لا يخلو أي عبد من الخطا حتى الا نبياء لا ي ستثنون من هذه القاعدة بشهادة القرآن الكريم (32:08). إذن ماذا ينببغي فعله يجب إعطاء الا مانة الله سبحانه وتعالى إذ «الا مين» (32:95) واحد من أسماي ه الحسنى. واالله عز وجل هو الذي وضع الثقة في الا نسان وعهد إليه الا مانة إن الا رادة هي الا مانة الكبرى التي ت ت بعها كل الا مانات الا خرى لذا فا ن خيانة الا مانات الا خرى تبدأ بخيانة أمانة الا رادة. لذا يتوجب عليه المعاملة بالمثل والوفاء بالا مانة حتى يظهر أنه مؤمن. فا ن لم يضع الا نسان ثقته في االله المتصف ب»المؤمن» كما ينبغي فسيعتبر االله ذلك «كف ار» وهو أعظم نك ارن للجميل. فلو لم ي م كن الا نسان بقابلية الكفر لم ا كان بمقدوره أن يؤمن أيضا. وا ن لم ي حظ بالقدرة على نك ارن الجميل لم ا استطاع أن يصدق الا مانة كذلك. ولا ن الا نسان يتمتع بقابلية الا نكار ي كافا على إيمانه كما أنه ي كافا على صدقه الا مانة لاستطاعته على نك ارن الجميل. كل ما يحيط بالا نسان من قيمة مثل الحياة والا ولاد والا زواج والا موال والعلم والطبيعة والدنيا وما فيها... أمانة عنده. ولكن أي الا مانة هي الا كبر من بين الا مانات غير المعدودة المعطاة للا نسان لا بد أن تكون هي الا داة التي ندرك بها الا مانات الا خرى أنها أمانات..(27:33 ما هي الا مانة التي عرضها االله على الا نسان إ نا ع ر ض ن ا الا م ان ة ع ل ى ال سم او ات و الا ر ض و ال ج ب ال ف ا ب ي ن أ ن ي ح م ل ن ه ا و أ ش ف ق ن م ن ه ا و ح م ل ه ا الا نس ان إ نه ك ان ظ ل وم ا ج ه ولا (الا ح ازب: ما هي الا مانة الواردة في هذه الا ية هناك الكثير من العلماء ذهبوا إلى أن المقصود منها «العبادة» أو «العبادات» كلها. ولكن يمكن الاعت ارض عليه مستشهدا باالقرآن الكريم ذاته حيث ذ كرت الا مانة والصلاة في سورة المعارج (23-43) كل على حدة وفي السياق ذاته ما يدل على أن المقصود من الا مانة ليست «الصلاة» ولا «العبادات». أول ما يتبادر إلى الذهن من الاحتمالات الواردة بخصوص الا مانة المذكورة في الا ية هو الخلافة أو الا اردة أو العقل أو الروح المنفوخة. لا شك في أن الخلافة بمعنى «مهمة بناء حياة على وجه الا رض على نحو يتوافق والهدف المقصود من الخلق» أمانة أيضا ولكن هل هي المقصودة من «الا مانة» الواردة في الا ية

13 Kur ani Hayat MAYIS 12 SAYI 24 الوفاء بالا مانة هو الوفاء بالله عز وجل إن لام التعريف في «الا مانة» للجنس المستغرق لجميع أف ارده بلا حصر. وهذا يظهر أن الا مانة التي تعنيها الا ية هي الا مانة التي تنطوي تحتها كل الا مانات الا خرى. أي الا ية تؤك د على أن الا مانة المعنية في الا ية هي «أم الا مانات» و»الا مانة الري يسية التي نتعر ف بها على كافة الا مانات الا خرى». لقد جعل االله تعالى الا نسان خليفة الا رض. ولكن لماذا أصبح الا نسان الخليفة دون الموجودات الا خرى. جواب هذا السؤال يكمن في الا مانة المقصودة في الا ية. إذا كان الا مر كذلك فا ن»الا مانة» المعنية في الا ية ليست «الخلافة» بل المقصودة منها (الا مانة) هي الا داة أو الوسيلة التي أه لت الا نسان ليصير خليفة الا رض. هل يمكن أن تكون «الا اردة» هي المقصودة من «الا مانة» الواردة في الا ية ذلك لا نها هي السبب الكامن و ارء جعل الا نسان خليفة الا رض. من الممكن أن ير د عليه اعت ارض كما يلي: يقول االله (إنا عرضنا). وعر ض شيي على شخص يعني اقت ارحه عليه فيمكن قبوله أو رفضه. وهذا يتطل ب اختيار أحد الا مرين. والا اردة شرط لازم في كل موضع يرد فيه ذكر الاختيار الا مر الذي يدل على أن الا نسان كان «مريدا» قبل أن ي عرض عليه «الا مانة»! يمكن الرد على الاعت ارض المذكور بما يلي: تؤك د الا ية على أن الا مانة ع رضت أولا على السموات والا رض والجبال فا بين أن يحملنها خوفا من خيانتها وضياعها. والسموات والا رض والجبال ليست موجودات ذات إ اردة وعقل وشعور. وعلى الرغم من أن عددا من المفسرين زعموا أن االله زو دهن بها حينها مؤقتا فا ن ذلك مناقض لسنن االله الكونية والعقل السليم. وا ن كان الا مر كما وصفنا فليس هناك ضرورة توجب أن يكون الا نسان «صاحب إ اردة» قبل عرض أمانة «الا اردة» عليه. فمث ل عرض الا مانة على الا نسان كمثل عرضها على السموات والا رض والجبال. كل منصب يتعلق بالا مامة والحكم أمانة كبرى الا مر الذي يتطل ب أهلية وصلاحية كبرى. ولهذا فا ن تحم ل أمانة كبرى بدون الا هلية والصلاحية من كبرى التصر فات المتهو رة والسلوكيات غ المسو ولة. وهنا يرد على البال سؤال مضمونه: إذن فكيف ع رضت تلك «الا مانة» على السموات والا رض والجبال وبما أنهن لس ن موجودات ذات إ اردة فماذا يعني إباؤهن ما ع رض عليهن وخو فهن من خيانة الا مانة إن الزمخشري رحمه االله - يطلق على هذا الا سلوب الذي ينهجه القرآن الكريم في بعض الا يات «أسلوب التخييل والتمثيل» وذلك عند تفسيره الا ية (271) من سورة الا ع ارف. والتخييل «تصوير أو تشخيص حقيقة في ذهن المخاطب». والقرآن الكريم يستخدمه في بعض الا يات. (أنظر: 271 7: 11:14). وهذه الا ية من هذا النوع. وعليه فا ن عر ض االله تعالى الا مانة على السموات والا رض والجبال من قبيل التخييل. أما حمل الا نسان أمانة الا اردة.. فالبشر هو الذي استنفد كل طاقته في استخدام العقل البسيط (غير المرك ب) الموهوب فطرة قبل أن ي نفخ فيه الروح فسبق الموجودات الا خرى في هذا المجال. واالله عز وجل نفخ من روحه في أول حلقة/سلالة (آدم) اصطفاها من بين البشر (33:3). والروح المنفوخة هي الجوهر الذي يحتوي على أع ارض الا اردة والعقل والضمير/الوجدان. واستخدام البشر العقل البسيط أكثر من كافة الموجودات الحية الا خرى هو إفصاحه الله سبحانه بلسان حاله أنه هو المرش ح لقبول وحمل أمانة الا اردة. إن عر ض االله على الا نسان أمانة الا اردة حقيقة جارية لكل إنسان حتى اللحظة الا خيرة. لا ن الا نسان لا يكون مكل فا إلا إذا بلغ الحلم والرشد. وسن البلوغ والرشد هو السن الذي يقبل فيه الا نسان ضمنا حمل أمانة الا اردة المعروضة عليه من قبل االله جل وعلا. وا ذا ما بلغ الا نسان هذا السن ولم ي قلع عن التصر ف كالا طفال فلا يدل هذا التطف ل المصطنع على «الب ارءة» الخاصة بالا طفال بل على «عدم المسؤولية». ولا ي عد تطف ل الكبير/البالغ تكو نا وا نما هو ف ارر وهروب. وكل أنواع الف ارر هي اللامسؤولية. 13

14 وعلى ذلك فا نه من الممكن القول با ن الا مانة هي «الا اردة». أما علاقة الا اردة مع العقل والروح المنفوخة فحقيقة مسل مة بها. فالا اردة والعقل والوجدان هي التواي م الثلاثة للروح. والعلاقة بين السبب والمسبب أو العلة والمعلول هي التي تربط بينها. فالا ارد رة مع شقيقيها العقل والوجدان هي الا مانة الكبرى التي ت ت بعها كل الا مانات الا خرى. ولهذا فا ن خيانة الا مانات الا خرى تبدأ بخيانة أمانة الا اردة. على سبيل المثال فا ن القاسم المشترك بين خيانة الا مانات من مثل الحياة والعلم والصحة والطفل والزوج/الزوجة والسلطة والدولة والثروة والشهرة وهلم ج ار هو ضعف الا اردة. ولكن إذا ما أعمل الا نسان إ اردته كما ينبغي في الحفاظ على أمانة مودعة عنده فلا يمكن أن يخونها. ير د فعل الا اردة (041) موضعا من القرآن الكريم غير أنه لم ي ستخدم بصيغة اسم في أي موضع منها بل است خدم بصيغة فعل في كل المواضع. ذلك أن الا اردة مثل العقل تعتبر مفقودة إلا إذا كانت فاعلة فعلها وعاملة عملها. إن المالك الحقيقي للا مانة هو االله عز وجل أما مالكية الا نسان فمجازية. والا نسان يستودع حتى الا مانات التي يمتلكها على سبيل المجاز عند الا خرين. وكلما نما شعور الا مانة ومسؤوليتها نما معه التصر ف بمسؤولية في إيداع الا مانات عند الا خرين. خيانة الا مانة هي قمة الظلم والجهل: تنتهي آية الا مانة هكذا: إ نه ك ان ظ ل وما ج ه ولا. لماذا لا ن الا نسان إذا لم يصدق الا مانة التي حملها يستحق أن ي ت صف ب» ظ ل وم» و»ج ه ول». وقد ف س رت الجملة الا خيرة من الا ية في جل التفاسير القرآنية وت ارجم القرآن (إلى اللغة التركية) على النحو التالي: حملها الا نسان لا نه ظلوم جهول! ولكن ينبغي رفض هذا ال أري والتفسير من الناحيتين الا ولى: لا نه يرجع سبب قبول الا نسان العرض الا لهي إلى كونه «ظ ل وما ج ه ولا». هدف الا وامر والتوصيات الا مرة با يتاء الزكاة والصدقة والا نفاق دون أي مقابل هو تذك الا نسان با ن ما بحوزته ليس ملكا تابعا لنفسه بل هو أمانة عنده. الثانية: لا نه يقد م صفتي «ظلوم» و»جهول» وكا نهما نتيجتان طبيعيتان لخلق الا نسان بدلا من تقديمهما على أنهما نتيجتان ترت بتا على اختيار الا نسان وا اردته. هذه النظرة هي عين النظرة أو المذهب القاي ل ب»الخطيي ة الا صلية» للمسيحية البولسية. وغنى عن البيان أن هذه النظ رة التي تظهر الا نسان وكا نما هو شر وطبيعته فاسدة تتناقض تماما مع النظرة القرآنية والنبوية عن الا نسان (03:03). ونشا هذا الفهم الخاطي المنحرف من الحكم المسبق الذاهب إلى أن الفعل المساعد «كان» على صدر الجملة يفيد «الكينونة» بينما هو (كان) يدل على الصيرورة والحدوث (هنا). إن الا نسان لم يقبل العرض الا لهي لا نه «ظلوم وجهول» كما يدعي الفهم التقليدي بل قبله لا نه أتى/يا تي على أرس المتا هلين فطرة لحمل أمانة الا رادة. غير أنه إذا خان الا مانة التي حملها فسيصير ويتحول إلى شخص «ظلوم» و»جهول». لقد أرشد االله عز وجل الا نسان إلى الطريق الصحيح والسلوك القويم المستقيم لكي لا يكون/لايصير ظلوما جه ولا إ ن الل ه ي ا م ر ك م أ ن ت ؤ دوا الا م ان ات إل ى أ ه ل ه ا (النساء:.(85 تنبيه: أ يمكن أن يستودع االله أمانة الا اردة الا مانة الكبرى كيانا «ظلوما» و»جه ولا» خلقة وهو يقول «إ ن الل ه ي ا م ر ك م أ ن ت ؤ دوا الا م ان ات إل ى أ ه ل ه ا» ألا يكون عندي ذ هو الا خر الذي استودع الا مانة غير أهلها! انتبهوا إلى أسلوب الا ية! فا نها تفيد أن الا مانات التي نستودعها عند الا خرين ليست «ملك نا» بل هي «أمانة االله». يشير المفسرون إلى حادثة وقعت أثناء فتح مكة باعتبا رها سببا لنزول الا ية المذكورة. فهي نزلت في عثمان بن طلحة حيث قبض منه رسول االله صلى االله عليه وسلم مفتاح الكعبة فدخل في البيت يوم الفتح فخرج وهو يتلو هذه الا ية المذكورة. فكان الصحابة جميعا يطمعون في أخذه وعلى أرسهم عم الرسول عليه السلام العباس لما أن الحجابة شرف عظيم عند العرب.. ولكنه دعا عثمان الذي لم يكن قد أسلم حيني ذ فدفع إليه المفتاح وصارت الحجابة في نسله إلى اليوم. 14

15 Kur ani Hayat MAYIS 12 SAYI 24 الوفاء بالا مانة هو الوفاء بالله عز وجل تدل هذه الحادثة على أن ترتيب الا مانات من حيث الا همية يبدأ مما هو اجتماعي إلى ما هو شخصي. فالا مانة تكتسب أهمية بقدر كثرة الا شخاص الذين تتعل ق بهم وتمس مصالحهم. وهذا أمر مفهوم ومعقول لا نه إذا ما ضاعت أمانة شخص واحد فلا يتضر ر منه إلا ذلك الشخص أما إذا ضاعت أمانة أمة فالا مة با كملها هي التي تتضر ر منها. الا ية الا مرة بتا دية الا مانات إلى أهلها تتضم ن ثلاثة أوامر أحدها صريح والا خ ارن ضمنيان: 1. أيها القاي مون على توزيع الا مانات! لا تؤدوا الا مانات إلى مناصريكم ورفقاي كم وأقرباي كم وا لى من كانوا من مدينتكم وعنصريتكم ودينكم بل أدوها إلى أربابها. 2. أيها المرش حون لحمل الا مانات! لا تطلبوا الا مانات إن كنتم غير أهلها. حص لوا الا هلية والصلاحية قبل طلب الا مانة. فا ن تصبحوا أنتم أهلا تجد كم الا مانة. 3. يا من يستنكفون من حمل الا مانة! لا تفر وا من حمل الا مانة وأنتم أهل وصالحون لها. فا ذا آلت الا مانة إلى غير أهلها بسبب تجنبكم أنتم فا نتم شركاء في المسؤولية عن الا ض ارر الناجمة عن ذلك. كل منصب يتعلق بالا مامة/الحكم أمانة كبرى الا مر الذي يتطل ب أهلية وصلاحية كبرى. لذا تحم ل أمانة كبرى بدون الا هلية والصلاحية من كبرى التصر فات المتهو رة والسلوكيات غير المسؤولة. وبالتالي فا ن التصر ف غير المسؤول حيال الا مانة الكبرى هو خيانة كبرى. هناك نوعان من ساي لي منصب له صلة بالا دارة/ الحكم: المطبوعون على طبيعة النحل والمطبوعون على طبيعة الذباب. فالمطبوعون على طبيعة النحل هم أهل وصالحون لا مانة الا دارة/الحكم. لا نهم ساي لوها من أجل إنتاجها لا استهلاكها أو الا فادة فيها لا الاستفادة منها. أما المطبوعون على طبيعة الذباب فهم يلهثون بحرص من و ارء الا دارة/الحكم على الرغم من أنهم ليسوا أهلها إذ يستهلكون النعمة التي تكالبوا عليها مثل آفات الخضار والحبوب. والمعيار الا صح في تمييز المطبوعين على طبيعة النحل من المجبولين على جبلة الذباب هو ذلك: إن كان قاي م المقام هو الذي يضيف قيمة على ذلك المقام فهو الذي ط بع على طبيعة النحل وا ن كان يستمد هو قيمت ه من مقامه فهو الذي ج بل على جبلة الذباب. إن من كان أهلا للري اسة لا يتكالب بحرص عليها ولا يشعر بشغف تجاهها. وا ن من يجري و ارءها بطمع لا يكون أهلا لها. وا ذا أفرط الا نسان في طلب شيي بدافع الحرص والشغف به فلن يكون «مالكا» له ولو حصل عليه بل الا نسان يكون «مملوكا» وأسي ار لديه. كما أن السياسة أمانة كذلك العلم أمانة. وهذا الا خير أمانة لفهم العالم. العلم يحم ل على صاحبه نوعين من المسؤولية: الا ول إنتاج العلم أي التعليم والتا ليف أما الثاني فالعمل بمقتضى العلم. فالذين لا ينتجون العلم فهم بمثابة ذباب العلم. أما الذين ينتجونه (تعليما وتا ليفا وعملا ) فبمثابة نحل العلم. العلم لا ي كس ب حامله مقام «العالم» بدون العمل بمقتضاه. ولو كان كذلك لكانت الكتب هي أكبر عالم على وجه الا رض لما أنها الا كثر صدقا في حمل أمانة العلم حتى اليوم. وقد قامت اليوم البطاقات الا لكترونية والذاك ارت ومحركات البحث ومواقع الويب ومثيلاتها مقام الكتب. ولم يبلغ حجم علوم أي عالم سواء فيما مضى أو اليوم حجم العلوم التي ينطوي عليها محر ك بحث ولو واحدا في مليون. إذن العالم ليس حامل العلم فحسب وا نما إضافة إلى ذلك هو من ينتج ذلك العلم تعليما وتا ليفا وعملا بمقتضاه. الثروة ليست الملكية بل أمانة: ير د «الملك» معر فا بلام التعريف بالقرآن الكريم في كل المواضع التي ذ كر فيها (ملك السموات والا رض) بلا استثناء. فالق رآن الكريم يبني ويصيغ بذلك الا سلوب ال اري ع تصو ر مخاطبيه عن الملك ويقول بطريقة ضمنية: أيها الا نسان! إن ما تزعم (تقول) إنه «ملكي» ليس ملكا تابعا لك حقا وا نما هو أمانة استودعها االله عندك. لا ن االله تعالى هو المل ك والمالك. هو المالك الوحيد للملك على وجه الا طلاق يتصر ف في ملكه كيف يشاء ويعطيه لمن يشاء. وا ن ما أعطاه ومن أعطاه كلاهما ملك له عز وجل أي هو الذي يعطي ملك ه لملكه الا خر. ومتى ما بدأ الا نسان ي زعم لنفسه ملكية /مالكية ما أ عطي له أمانة يخرج من كونه «مالكا» ليتحو ل إلى «جزء تابع» له. فمثلا إذا ما زعم الا نسان الثروة ملكا عاي دا لنفسه لا يكون مالكه وا نما يكون جزءا يعود إلى الثروة. 15

16 لا يملك المقام أو المنصب بل يصبح جزءا منتميا إليه. وكل الا مانات الممنوحة للا نسان من قبل االله سبحانه تعالى وسيلة للامتحان والابتلاء. يمنح االله تلك الا مانات لعبده حتى يميز م ن صدقها م م ن خانها ويظهر ذلك له (العبد) حتى لا يكون على االله حجة يوم القيامة. والعبد سيتعر ف على حاله من خلال هذا الامتحان والابتلاء ثم سيتخذ موقفه ويقو م سلوكه وفقا لذلك. وهدف الا وامر والتوصيات الا م رة با يتاء الزكاة والصدقة والا نفاق دون أي مقابل هو تذكير الا نسان با ن ممتلكاته ليست ملكا تابعا لنفسه وا نما هي أمانة عنده. وا نما س م يت الصدقة صدقة لكونها دليلة وقرينة على «صدق» الا مانة. ومن غير المكن الا حاطة بسبب وحكمة حرمة الا س ارف في حال غض البصر عن كون الثروة أمانة لدى الا نسان. ذلك لا ن حرمة الا س ارف لا تفس ر باتباع الطريقة العقلانية لما أن المال الذي تسرفون فيه مال كم وقد كسبتم من الحلال فضلا عن ذلك فا نكم لم تنفقوه في ح ارم. على الرغم من كل ذلك فا ن أسرفتم في المال حتى ولو صرفتموه في الحلال فهو ح ارم. ولا يمكن أن تقول: «المال مالي فبا مكاني أن أفعل ما يحلو لي». هذا لا ن الق رآن يقول لك «إن الملك ليس ملكك وا نما هو أمانة االله لك لقد خ ن ت الا مانة إن فعلت كذلك». عدم تفعيل الا اردة هو الخيانة الكبرى للا مانة: لقد أوضحنا أعلاه أن المقصود من «الا مانة» في آية الا مانة هو الا اردة الا مانة الكبرى. إن وحل القدرية الذي خاضت هذه الا مة فيه خيانة لا مانة الا اردة. إن االله عز وجل لم يقل «يؤمن م ن أشاء ويكفر من أشاء» وا نما قال: ف م ن ش اء ف ل ي ؤ م ن و م ن ش اء ف ل ي ك ف ر.(92 :81) كما لم يقل االله عز وجل : «هدايتكم وضلالتكم تابعتان لقدركم» وا نما قال: م ن اه ت د ى ف ا نم ا ي ه ت د ي ل ن ف س ه و م ن ض ل ف ا نم ا ي ض ل ع ل ي ه ا (71: 51). كذلك لم يقل : «إن شي تم أو أبيتم فا نتم مضطر ون لما كتبت لكم» وا نما قال: اد ع ون ي أ س ت ج ب ل ك م (المؤمن:.(06 :04 لم يقل االله تعالى: «أنتم مضطر ون للسير في الاتجاه الذي كتبت ه لكم» بل قال: ل م ن ش اء م ن ك م أ ن ي س ت ق يم (التكوير: 82). ولم يقل االله تعالى: «ما أصابكم من مصيبة فم ما كتبت لكم» بل قال: ق ل ت م أ نى ه ذ ا ق ل ه و م ن ع ن د أ ن ف س ك م (آل عم ارن: 561). ولم يقل االله تعالى: «جعلنا جهد كل إنسان تابعا لقدره» أو «ألزمنا طاي ر(عمل) كل إنسان في قدره» بل قال: و ك ل إ نس ان أ ل ز م ن اه ط اي ر ه ف ي ع ن ق ه (الا س ارء: 31). كما لم يقل االله عز وجل : «لن يغي روا ما با نفسكم قبل أن أغي ر ما بها» بل قال: إ ن الل ه لا ي غ ير م ا ب ق و م ح ت ى ي غ ير وا م ا ب ا ن ف س ه م (الرعد: 11). كذلك لم يقل االله سبحانه وتعالى: «لقد أفلح من كتبت لهم الا يمان والعمل الصالح» وا نما قال: إ ن الا نس ان ل ف ي خ س ر إ لا ال ذ ين آم ن وا و ع م ل وا ال صال ح ات (العصر:.(3 خلاصة الكلام: القدرية خيانة لا مانة الا اردة. التقليد أو الا معية خيانة لا مانة العقل. العصبية خيانة لا مانة المنصب والمقام. السلطنة خيانة لا مانة الخلافة. الدنوية خيانة لا مانة الثروة. الاكتفاء بالحياة الدنيا دون عقباها خيانة لا مانة الحياة. وغاية المؤمن هي أن يكون حارسا أمينا صادقا وفيا على الا مانة لا ن الوفاء بالا مانة هو الوفاء باالله والصدق معه عز وجل. 16

17 TEFSİR EMANET ÂYETLERİ DOĞRU ANLAŞILIYOR MU? MURAT SÜLÜN İMAN ETMEK, KUTSAL DEĞERLERİ KORUYACAĞI YÖNÜNDE YENİ GİRDİĞİ TOPLUMA GARANTİ VERMEK DEMEKTİR. u yazıda, doğru anlaşılıp anlaşılmadığından şüphe ettiğimiz üç emanet âyetine B yer vereceğiz. Ancak bunlara geçmeden evvel, emanetin önemine değinmek isteriz. Emanetlere riayet özelliği, felaha erecek mü minlerin temel vasıflarından biridir (Mu minûn: 8; Maâric: 32); emanetler mutlaka sahiplerine teslim edilmelidir (Bakara: 283). Al-i İmran: 75 te ise -ilginçtir- Yahudi ve Hıristiyanlar, emanete karşı nasıl davrandıkları esas alınarak değer lendirilmektedir: Ehl-i Kitap tan öylesi vardır ki; bir yük (altın) emanet etsen onu sana öder; öylesi de vardır ki, kendisine tek bir dinar emanet etsen, başına dikilip ısrarla istemedikçe onu sana ödemez. Türkçede, emanet denildiğinde genelde sadece somut eşya/lar anlaşılmaktadır. Oysa emanet Kuran da iki âyette tekil, dört âyette çoğul geçmektedir. Bakara: 283 teki emanet maddi/ mali kıymet ifade eden eşya demek olduğu aşikârdır. Çünkü önceki âyetten itibaren bağlam hukuki, mali işlemlerdir. Makalemizin en ilginç yanını oluşturacağına inandığımız emanet âyeti nde de kelimemiz tekil geçmektedir [Bunun mahiyetini aşağıdaki satırlara havale ediyoruz]. Peki, Kur an ın 4/58; 8/27; 23/8 ve 70/32 de emanetler dediği şeyler nelerdir? İşte ilk âyetimiz bunu açıklamaktadır: -1- Ey iman edenler! Allah ve Resulüne hıyanet etmeyin; (aksi takdirde) bile bile kendi emanetlerinize hıyanet etmiş olursunuz. (Enfal 8/27) Kur ani Hayat MAYIS 12 SAYI 24 EMANET ÂYETLERİ DOĞRU ANLAŞILIYOR MU? MURAT SÜLÜN 17

18 18 Âyetin açıklamasına gelmeden evvel, öncelikle emanetin iman ve eman ile aynı kökten; güven/lik anlamındaki emn kökünden geldiğine dikkat etmeliyiz. İkinci olarak; dinin beş temel hedefinin can, mal, namus, akıl ve din/inanç güvenliğini sağlamak olduğunu hatırlamalıyız. İman, uhrevî azaba karşı sahibine -belli ölçüde- emniyet telkîn ettiği gibi, gerek imansızlardan gerekse mü minlerden gelebilecek dünyevî tehlikelere karşı da güvence verir. Bu anlamda iman eylemi, iman eden kişiyle mü min toplumun emanlaşması anlamına gelmektedir; iman edenlerden, gerektiği her seferinde bîat alınması da bunu destekler. Söz konusu emanlaşmanın ilk boyutu şudur: Bütün hukuki sistemlerin ( ) gayesi, bu beş güvenliği sağlamaktır. İman eden kişi, mü min toplumun üyesi (yani İslâm devletinin vatandaşı) haline gelir. İman etmek, bu kutsal değerleri koruyacağı yönünde yeni girdiği topluma garanti vermek demektir. Mü mini komşusunun, şerrinden emin olduğu ; insanların, malları ve canları hususunda kendilerini şerrinden emin hissettikleri kimse olarak tanımlayan hadislerde imanın bu yapısı vurgulanmıştır. Buna karşılık, mü min toplum da kişiye eman vermektedir ki bu eman çift taraflıdır: (ı) İman ederek yeni dîne giren biri, öncelikle imansızlardan gelebilecek tehlikelere karşı kendini güvence altına almaktadır. Özellikle, büyük bir asayişsizliğin hüküm sürdüğü, yağma ve esaretin olağan, hatta şeref sayıldığı o günün şartları düşünülecek olursa, iman eden kişi, bu yeni siyasî-dinî yapıya dâhil olmakla, söz konusu tehlikelere karşı bir sığınak bulmuş olmaktadır. Çünkü tehlikelerden kurtulmak, ancak ya bir kabileye mensup olmakla ya da güçlü birinden eman almakla mümkündü. İşte İslâm, garantinin kaynağı olarak, kabile mensubiyetinden çok, aynı din çatısı altında bulunma olgusunu kabul etmek suretiyle bu yapıyı değiştirmiştir. Artık o veya bu kabileye mensup olmak değil, o dine veya bu dine mensup olmak vardır. Gerçekten, kâfirler de İslâm ın kendi müntesiplerine verdiği bu garantiye karşılık verircesine, kabileciliği bir kenara bırakarak bir din çatısı altında İslâm a karşı tek vücut halde hareket etmeye başlamışlardır. (ıı) Yeni dine giren biri, kendini imansızlara karşı koruduğu gibi mü minlerle de kardeş olmakta; namusunu, can ve malını onlardan gelebilecek tehlikelere karşı emniyet altına almaktadır. Bu yeni yapının lideri ve onun tâbileri tarafından kendisine zımnî bir eman verilmektedir. Nisa: 94, bu anlamı gayet güzel yansıtmaktadır. Kişi topluma verdiği emana rağmen, topluma karşı had gerektiren bir suç işlediğinde, kalbindeki inanç ne olursa olsun, söz konusu eman kaldırılır ve gereken cezaya çarptırılır. Çünkü kendisi -ya birini öldürerek ya hırsızlık ederek ya da zina ederek- topluma verdiği emanı hiçe saymış; toplumsal yapıyı zedeleyecek bir fesada sebebiyet vermiştir 1. İşte iman kavramındaki emanlaşma, yukarıdaki âyette (Enfal: 27) her iki boyutuyla varlığını hissettirmektedir. Âyette, iman ederek toplumla emanlaşanlara Allah a ve Elçisine hıyanet (Türkçede: ihanet) yasaklanarak, Aksi takdirde, bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz! buyruluyor. Bile bile ihanet edilmiş olacağı belirtilen emanet, başta iman olmak üzere tüm fariza ve ameller olarak tefsir edilebileceği gibi iman etmek suretiyle diğer mü minlere verilen ve onlardan alınan güvence şeklinde de yorumlanabilir. Görüldüğü gibi cümlesini atıf olarak değil aksi takdirde... şeklinde çevirdik. Elmalılı da âyeti bu anlama göre tefsir etmiştir. Ancak o bizim hıyanet ettikleri takdirde, kendilerine verilmiş olan sosyo-politik emânın mü min toplum ya da siyasî otorite tarafından geri alınacağı sözgelimi recmedileceği, elinin kesileceği, kısasen öldürüleceği şeklindeki yorumumuzdan 1 Geniş bilgi için bkz. Murat Sülün, Kur an-ı Kerim Açısından İman-Amel İlişkisi, İstanbul: Ensar Neşriyat, 2005).

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10 DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. 5-6, 1-), 5-6, 2-) 5-6 3-) 40 HADİS YARIŞMASI 5-6, 4-) 5-6, 5-) 5-6, 6-) 5-6, 7-) 5-6, 8-) 5-6, 9-) 5-6, 10-) 5-6, 11-) 5-6, 12-)

Detaylı

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır EYLÜL 2014 VE ÖNCESİ TARİH BASKILI ARAPÇA IV DERS KİTABINA İLİŞKİN CETVELİ Değiştirilen kelimeler yuvarlak içinde gösterilmiştir. 1. Ünite 1, sayfa 5, son satır 4. ت ض ع أ ن ث ى الا خ ط ب وط تم وت ج وع

Detaylı

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm 11 1 Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm Müslümanların, bilhassa idareci konumundakilerin

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 18 #kuranianlama Bu derste Kur an: Dua ال : bilgisi Dil ق ق ام Eğitim ipucu: Başarının temeli Bu derste 7 yeni kelimeyle Kur'an da 2466 defa tekrar

Detaylı

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu. س ي د ن ا و ن ب ي ن ا م ح م د صلى تعالى عليه و سل م İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu. 1 ا ب ى ب ك ر ب ن الص د يق 30 ث اب ت ب ن ا ق ر م 2

Detaylı

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com EĞİTİM Bireyin kendi iradesi ile belirli bir program dahilinde davranış kazandırma, davranış geliştirme, davranış değiştirme

Detaylı

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ) KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ) ب ت خ ح ج ث Dil ucu ile üst uçlarından ا ذ ر ز Boğazın ağza en yakın olan kısmından Dil ucu ile üst diplerinden Peltektir. Boğazın orta kısmından Dudaklar

Detaylı

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10 Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran 23 2016 16:57:10 İNDİR Bizleri on bir ayın sultanı olan Ramazan ayına kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdu senalar olsun. Peygamber Efendimize, ȃline ve

Detaylı

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur. 3 1 Değerli Kardeşim; Unutma! Dünya hayatı çabuk geçer, önemli olan bu dünya hayatında kendine, ailene, ümmete ve tüm insanlığa ne kadar faydalı olduğuna bakman ve bunun muhasebesini yapmandır. Toplumun

Detaylı

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua DUANIN ÖNEMİ Dua, insanda doğuştan var olan bir duygudur. Bu sebeple bütün dinlerde dua mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan, hayatının herhangi bir anında dua ihtiyacını hisseder. Çünkü her insan,

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 15 #kuranianlama Bu derste Kur an: Övme, Rukü, secde غ ف ر & ص ب ر ظ ل م ض ر ب : bilgisi Dil Eğitim ipucu: Alışkanlık haline getirme ve davranışlara

Detaylı

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Allâhu Ekber Allâhu Ekber Allâhu Ekber Allâhu Ekber Lâ ilâhe illallâhü vallâhü Ekber. Allâhu Ekber ve lillâhil'hamd, Allâhu Ekberu kebiiraa velhamdülillahi kesiiraa ve sübhaanallaahi bükratev ve esıila

Detaylı

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü Borçlunun sadaka vermesinin hükmü ] رك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn 3Terceme3T 3T: 3TMuhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 ح م صدقة املدن» اللغة الرت ة «بن صالح العثم مد رمجة:

Detaylı

İletişim Duası بسم االله الرحمن الرحيم. (Tâhâ, 24-29)

İletişim Duası بسم االله الرحمن الرحيم. (Tâhâ, 24-29) İletişim im Becerisi -Ahlâkın İletişimi imi & İletişimin imin Ahlâkı- İletişim Duası بسم االله الرحمن الرحيم اذ ه ب إ ل ى ف ر ع و ن إ ن ه ط غ ى ق ال ر ب اش ر ح ل ي ص د ر ي و ي س ر ل ي أ م ر ي و اح ل ل

Detaylı

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir? Question Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir? Answer: Bazı özellikler değişik ve birçok şey ve bireylerde

Detaylı

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN ب ت ا ELİF BE Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN KİTAPTAN SEÇİLMİŞ ÖRNEK SAYFALAR ELİF BE Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...1 ÖNSÖZ...2 Harfler.3 Üstün...5 Esre..6

Detaylı

Selim: Merhaba Ekrem! Ekrem: Hoşgeldin Selim!

Selim: Merhaba Ekrem! Ekrem: Hoşgeldin Selim! الو ح دة 2 8.SINIF iho arapça 2.ünite 1.ders sayfa 31 32 33 34 35 36 37 türkçesi ve alıştırmaların cevapları الم ح بوب ال ول: الد رس ا لد ر س ع إلى الح وار اآلت ي ثم اق رأ ه ا س ت م -1 س ل يم : م ر ح ب

Detaylı

ON EMİR الوصايا لعرش

ON EMİR الوصايا لعرش ON EMİR الوصايا لعرش ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ د صالح الجد Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse رجة: وقع الا سلا سو ال وجواب تسيق: وقع IslamHouse.com

Detaylı

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER م ن ق ال ح ني ي س م ع ال م ؤ ذ ن و أ ن أ ش ه د أ ن ل إ ل ه إ ا ل ا ا لل و ح د ه ل ش ر يك ل ه و أ ان م امد ا ب د د ه و س و ل ه 1 س ض يت ب ا لل س ا ب و ب ح امد س و ل و ب ل و

Detaylı

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51 Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos 26 2015 06:14:51 Kainatı yoktan var eden ve bizlere rahmetiyle, sevgisiyle ve şefkatiyle muamele eden Yüce Mevla mıza bizlere bahşetmiş

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com HİDAYET Hidâyet kelimesi türevleriyle birlikte 316 âyet- i kerimede yer almaktadır. Arap dilinde "hedâ" kökünden gelir.

Detaylı

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Tirmizi nin Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Ebu İsa Muhammed İbni İsa Tirmizi (209H-274H) Cami'u Sünen Tirmizi www.almuwahhid.com 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İmam Tirmizi de kendi dönemindeki hadis

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 14 #kuranianlama Bu derste Kur an: Ezan ve abdest د خ ل ع ب د ك ف ر : bilgisi Dil Eğitim ipucu: Kelime kartları Bu derste 11 yeni kelimeyle Kur'an

Detaylı

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz? Sorularlarisale.com Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz? "Şeriat" denildiğinde, daha çok dinin ahkâm kısmı anlaşılır. Kur'an-ı Kerîm,

Detaylı

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني 1436 HİLALİN BİR YERDE GÖRÜLMESİYLE ORUCA BAŞLAMAK الصيام برؤية واحدة باللغة الرتكية Muhammed b. Salih el-useymîn اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني Çeviren Muhammed Şahin ترمجة حممد شاهني Gözden Geçiren

Detaylı

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV) BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV) ي و ه و ال ذ ي م د األ ر ض و ج ع ل ف يه ا ر و اس اث ن ي ن ي غ ش ي الل ي ل الن ه ا ر إ ن ف ي ذ ل ك م ت ج او ر ات و ج ن ات م ن أ ع ن اب و ز ر ع و ن يل ص ن و

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din DIN KAVRAMI ICERIK Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din SÖZLÜKTE DIN Cesitli sekilde anlasiliyor; Ilki hakimiyet, güc, üstünlük,

Detaylı

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? ] ريك Turkish [ Türkçe İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432

Detaylı

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24 İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs 19 2015 11:46:24 İbadet hayatımızda önemli bir yeri olan günlerin içindeyiz.[1] Bugünler sevaplı, feyizli ve bereketli günlerdir. Ebedi hayatımızın

Detaylı

İSLAM HUKUKUNDA CEZA CEZALAR

İSLAM HUKUKUNDA CEZA CEZALAR Cezalar 9 بسم االله الرحمن الرحيم İSLAM HUKUKUNDA CEZA CEZALAR Cezalar, insanları suç işlemekten alıkoymak için vardır. Allah ( ) şöyle buyurmaktadır: "Kısasta sizin و ل ك م ف ي ال ق ص اص ح ي اة ي ا أ

Detaylı

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Detaylı

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Kur an-ı Kerim in incelemesi, yorumlaması, tefsir edilmesi hususunda incelenen ve günümüzün en çok tartışılan konularından biri de kadının örtüsü meselesidir. Bu yazı da bu konu üzerinde duracağım inşallah...

Detaylı

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

األصل الجامع لعبادة هللا وحده األصل الجامع لعبادة هللا وحده İBADETİN MANASI Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) www.almuwahhid.com 2 بسم هللا الرمحن الرحيم Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) diyor ki: 1 Sana, tek olan Allah a ibadetin

Detaylı

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK Bakara Suresi 285-286 Ayetlerinin Tilaveti Ve Tecvid Tahvilleri Ünite 4 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK 1 Ünite 4 BAKARA SURESİ 285-286 AYETLERİ TİLAVET

Detaylı

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi? Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi? ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 03-434 هل ستمر اب القرب إىل قيام الساعة» اللغة الرت

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II -Ders Planı- Dersin konusu: manaya delaletinin kapalılığı bakımından lafızlar [hafî-müşkilmücmel-müteşâbih] Ön hazırlık: İlgili tezler: hakkı

Detaylı

Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis ] ريك Turkish [ Türkçe İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 حديث سلمان يض االله

Detaylı

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile www.recepsahan.net و س ار ع وا إ ل ى م غ ف ر ة م ن رب ك م و ج نة ع رض ه ا السم او ات و األ ر ض أ ع دت ل ل م ت ق ي ن Rabbinizin mağfiretine ermek ve muttakiler için hazırlanmış

Detaylı

EV SOHBETLERİ. (Allah) her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçim ve düzen vermiştir. (Furkan, 25:2)

EV SOHBETLERİ. (Allah) her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçim ve düzen vermiştir. (Furkan, 25:2) Ders: 13 Konu: Kader ve Kazaya İman (1) İmanın şartlarının 6.sı Kaza ve Kadere inanmaktır. Kader ne demektir? Kaza ne demektir? Önce kısaca bunların tarifini yapacağız, sonra da konuyu anlamaya çalışacağız.

Detaylı

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi? Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi? ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 هل لك من مد يده ستحق الز ة» اللغة الرت ية «بن

Detaylı

Kur'an Okumanın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Temmuz :30:21

Kur'an Okumanın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Temmuz :30:21 Kur'an Okumanın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Temmuz 10 2013 17:30:21 Kur'an Okumanın Fazileti Yaratılan binlerce canlı içerisinde akıl ve şuur sahibi olan ve aynı zamanda Hz Allah'ın (cc) yeryüzünde

Detaylı

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK Yâsîn Suresi 13-27 Ayetlerinin Tilaveti Ve Tecvid Tahvilleri Ünite 6 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK 1 Ünite 6 YÂSÎN SURESİ 13-27 AYETLERİ TİLAVET VE

Detaylı

الوحدة 4 الدر س 1. 9.sınıf arapça 4.ünite 1.ders Alışveriş Giyim mağazası/elbisecide sayfa 64 65 66 67 68 69

الوحدة 4 الدر س 1. 9.sınıf arapça 4.ünite 1.ders Alışveriş Giyim mağazası/elbisecide sayfa 64 65 66 67 68 69 9.sınıf arapça 4.ünite 1.ders Alışveriş Giyim mağazası/elbisecide sayfa 64 65 66 67 68 69 الوحدة 4 الت سو ق الد ر س الأ و ل: يف م ل ب ي ع امل الب س eyyü hidmeh arapça مستعد لخدمتك demektir. en güzel Türkçe

Detaylı

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. ال ي ل دغ الم ؤم ن م ن ج ح ر مر ت ي ن Mü min bir yılan deliğinden iki defa ısırılmaz. إن م م ا أد ر ك الن اس م ن ك الم الن ب و ة األول ى : إذ ا ل م ت س ت ح ف اص نع ش ئ ت م ا İlk peygamberlerden itibaren

Detaylı

İSİMLER VE EL TAKISI

İSİMLER VE EL TAKISI İSİMLER VE EL TAKISI Bu ilk dersimizde günlük hayatımızda kullandığımız isimleri öğreneceğiz. Bu isimleri ezberlememiz gerekmekte ancak kendimizi çokta fazla zorlamamıza gerek yok çünkü ilerleyen derslerimizde

Detaylı

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت ف إ ن ي ق د ت ر ك ت ف يك م م ا إ ن أ خ ذ ت م ب ه ل ن ت ض ل وا ب ع د ه : ك ت اب الل و س ن تي "Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız O emanetler, Allah ın kitabı

Detaylı

Kinâye Alegori) ةيانكلا Kinayeli bir ifadede sözün gerçek anlamı da kastedilmiş olabilir.

Kinâye Alegori) ةيانكلا Kinayeli bir ifadede sözün gerçek anlamı da kastedilmiş olabilir. الكناية (Alegori) Kinâye Bir fikri veya duyguyu kapalı, dolaylı olarak anlatan üstü örtülü söz. Edebiyatta bir kelimeyi gerçek anlamının dışında benzetme gayesi gütmeden ve asıl manayı düşünmemizi engelleyen

Detaylı

Ders 1-5 Tekrar. Rab, efendi. Alem, dünya ه ذا

Ders 1-5 Tekrar. Rab, efendi. Alem, dünya ه ذا Ders 1-5 Tekrar Kelime: Đsim, fiil, harf. Đsim: Varlıkları gösteren kelimelerdir. Sıfatlar dilbilgisi bakımından isim sayılır. Đsimler şahıslara göre çekilirler. Ben Bu Zeyd Darbe, vuruş Temiz, güzel Rab,

Detaylı

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR Ders : 203 Konu : ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR Rıza kelimesi sözlükte; memnun olma, hoşnut olma, kabul etme ve seçme anlamlarına gelir. Genel olarak rıza; Allah ın hüküm ve kazasına

Detaylı

Kur an-ı Kerim de şöyle bir ayet bulunmaktadır: Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki:

Kur an-ı Kerim de şöyle bir ayet bulunmaktadır: Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: Question Kur an-ı Kerim de şöyle bir ayet bulunmaktadır: Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size pek az ilim verilmiştir. (İsra, 85). Birincisi, neden Hz. Peygamber (s.a.a)

Detaylı

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin İHLAS VE NİYET ] تريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 لا خلا جگية» باللغة لرت ية «شد بن حسني لعبد لكريم ترمجة: حممد مسلم شاهني

Detaylı

Ehl-i Sünnet ve l-cemaat in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları

Ehl-i Sünnet ve l-cemaat in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları Ehl-i Sünnet ve l-cemaat in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn 3Terceme3T 3T: 3TMuhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-434 ول أهل السنة واجلماعة

Detaylı

144. SOHBET ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL

144. SOHBET ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL 144. SOHBET 12.01.2018 ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL Allah (cc), Rahman suresinde insanlara rahmetinin tecellisi olarak verdiği nimetleri zikretmektedir. Vermiş olduğu sonsuz nimetler içerisinde, insanı yaratıp

Detaylı

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat 15 2018 14:23:10 Cihad İNDİR ي ا أ ي ه ا ال ذ ين آ م ن وا ه ل أ د ل ك م ع ل ى ت ج ار ة ت نج يك م م ن ع ذ اب أ ل يم : ت ؤ م ن ون ب الل ه و ر س ول ه و ت ج اه د &#16

Detaylı

BERAT KANDİLİ. Dr. Hamdi TEKELİ

BERAT KANDİLİ. Dr. Hamdi TEKELİ BERAT KANDİLİ Dr. Hamdi TEKELİ I- Konunun Plânı A- Beratın Kelime Anlamı B- Istılah Anlamı C- Kur an ve Sünnette Berat Kelimesi D- Berat Kandilinin Vakti E- Berat Kandilinin Değerlendirilmesi F- Berat

Detaylı

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ترك المعة س ثللج أو ملطر» اللغة

Detaylı

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 الصلاة ىلع السقط

Detaylı

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu edinmektedir. Ruh kasidesi kaynaklarda çeşitli isimlerle zikredilmektedir.

Detaylı

TEVBE ETMİŞ BİRİSİNİN KISSASI

TEVBE ETMİŞ BİRİSİNİN KISSASI TEVBE ETMİŞ BİRİSİNİN KISSASI لاي ب ن قق صص ] ريك kish [ Tür kçe Tur Râşid b. Hüseyin el -Abdulker im 0Ter ceme0t 0T: 0TMuhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 لاي ب قق صص» اللغة الرت ية «ن راشد

Detaylı

DİLİN TEHLİKESİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

DİLİN TEHLİKESİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin DİLİN TEHLİKESİ ] تريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 خطر للسا للسا» باللغة لرت ية «شد بن حسني لعبد لكريم ترمجة: حممد مسلم شاهني

Detaylı

İHL 9.SINIF ARAPÇA 2.ÜNİTE 1.DERS OKULDA İLKGÜN Sayfa: 33,34,35,36,37 GİRİŞ. arapcadersi.com Ben İstanbulluyum. Ya Râşid!

İHL 9.SINIF ARAPÇA 2.ÜNİTE 1.DERS OKULDA İLKGÜN Sayfa: 33,34,35,36,37 GİRİŞ. arapcadersi.com Ben İstanbulluyum. Ya Râşid! İHL 9.SINIF ARAPÇA 2.ÜNİTE 1.DERS OKULDA İLKGÜN Sayfa: 33,34,35,36,37 2 الت ح ية والت عا رف SELAMLAŞMA VE TANIŞMA الوحدة ال ي و م الأ ول يف ا : ال د رس الأ ول مل د رسة تهيد م 1.DERS: OKULDA İLKGÜN GİRİŞ

Detaylı

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER İmran AKDEMİR 2013 (Güncelleme 2018) TEKRAR EDEN 97 AYET Kuran ın 97 ayeti diğer ayetler gibi Kuran da sadece bir kez bulunmaz, tekrar ederler. Bu 97 ayetten birçoğuna 2 kez

Detaylı

Münker ve Nekir'in vasfı konusundaki sahih hadisler

Münker ve Nekir'in vasfı konusundaki sahih hadisler Münker ve Nekir'in vasfı konusundaki sahih hadisler ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 ما صح ن الا حاديث يف وصف منكر ون» اللغة

Detaylı

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI Ders : 107 Konu : İSLAMDA AİLE - BİREYLERİNİN SORUMLULUKLARI - 2 1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI Saygı Çocukların anne-baba üzerinde hakkı olduğu gibi, anne babanın da çocukları üzerinde hakkı

Detaylı

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır. - MAHMUT TOPTAŞ Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır. Rabbim, Adem aleyhisselamı yaratıp meleklere secde etmesini emrettiğinde yalnız İblis/şeytan secde etmemiş ve gerekçesini

Detaylı

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ ] تريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 0-43 فضل تعليم جگا عوتهم ىل خلري»

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid Tevhidi Nasıl Gerçekleştirebilirim? Vaat edilmiş Olan Karşılık Nedir? كيف ح ق ق تلوحيد وا هو جلزاء لوعود ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ د صالح النجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları)

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları) SÜLEYMANİYE VAKFI UZAKTAN SEMİNER MERKEZİ (SUSEM) Ders: İslam Hukukuna Giriş Hafta-11 KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları) Hazırlayan: Doç. Dr. Servet Bayındır İ.Ü. İlahiyat Fak. Öğr. Üyesi

Detaylı

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz VUKU BULMADAN ÖNCE BÜYÜDEN KORUNMANIN ŞER'Î YOLLARI الوساي ل لرشعية ليت ت ى ق بها السر قبل وقوعه ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz الشيخ عبد العز ز بن عبد االله بن باز Terceme:

Detaylı

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz:

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz: Tatile Müslümanca bir bakış açısı geliştirebilmek için önce tatil kelimesini ve Müslümanı tanımlayalım arkasından bu iki kavramın kesişmiş olduğu yani her iki kavramın da tanımının içinde kalan, paylaşabildikleri

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid Âmâ Hadisi ve Onun Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ile Tevessülü حديث الا ع و ت و س ل ه بالرسول ص االله عليه وسلم ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid Bir erkeğin,yabancı (namahrem) bir kadınla tokalaşmasının hükmü ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 حكم مصافحة لرجل للمر لا جنبية»

Detaylı

ARAPÇADA İSİMLER. Sonu ref ile biten sözcüğe ref edilmiş anlamında merfû adı verilir. Ref alametleri:

ARAPÇADA İSİMLER. Sonu ref ile biten sözcüğe ref edilmiş anlamında merfû adı verilir. Ref alametleri: ARAPÇADA İSİMLER Arapçada isimleri kimi zaman bir cümlenin öznesi ya da nesnesi olarak, kimi zaman bir tamlama içinde görmemiz mümkündür. Arapçada isimler cümle içinde harekelerine göre farklı isimler

Detaylı

1 MAYIS - 30 HAZİRAN RAMAZAN KAMPANYASI AFİYET OLSUN İSRAF OLMASIN.

1 MAYIS - 30 HAZİRAN RAMAZAN KAMPANYASI AFİYET OLSUN İSRAF OLMASIN. 1 MAYIS - 30 HAZİRAN RAMAZAN KAMPANYASI AFİYET OLSUN İSRAF OLMASIN 8 www.diyanetvakfiyayin.com.tr TEMALI KİTAPLAR Etkinliklerle Neşeli Ramazan Günlüğü 3.00 122 İsraf Dedektifleri 2.50 TEMALI KİTAPLAR Asrın

Detaylı

Cenaze namazının kılınışı

Cenaze namazının kılınışı Cenaze namazının kılınışı ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 فة صلاة اجلنازة» باللغة ارت ية «بن صالح العثيم مد رمجة: مد مسلم

Detaylı

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00 Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak 17 2018 00:00:00 İNDİR و ه و م ع ك م أ ي ن م ا ك نت م و الل ه ب م ا ت ع م ل ون ب ص ير Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı

Detaylı

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349) »ا ل م س ل م م ن س ل م ال م س ل م ون م ن ل س ان ه و ي د ه و ال م ؤ م ن م ن أ م ن ه الن اس ع ل ى د م ائ ه م و أ م و ال ه م» Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin

Detaylı

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS www.behcetoloji.com (40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS BİRİNCİ HADİS ف ض ل ت ع ل ى ا ل ن ب ي اء ب س ت أ ع ط يت ج و ام ع ال ك ل م و ن ص ر ت ل ي ال غ ن ائ م و ج ع ل ت ل ي ا ل ر ض ط ه ور ا و م س ج د ا و أ ر س

Detaylı

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ İbnü l Arabî (1165 1240) Hazırlayan İhramcızâde Hacı İsmail Hakkı ALTUNTAŞ BİR KÜLTÜR HİZMETİDİR PARA İLE SATILMAZ İSBN: ismailhakkialtuntas@gmail.com http://ismailhakkialtuntas.com

Detaylı

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde Çalışmak İbadet midir? 94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir? Neden ve Niçin Çalışırız? Çalışmak, bir iş meydana getirmek için zihnî ve bedenî güç sarf etmek, gayret etmek, uğraşmak demektir.

Detaylı

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM ا لص ال ة و الس ال م ع ل ى م ن اع ت ب ر اهلل ط اع ت ه )ص ل ى اهلل ع ل ي ه و س ل م ( ط اع ة ل ذ ات ه )ج ل ج ال ل ه ) ب س م اهلل الر ح م ن الر ح يم ا ل ح م د ل ل ه ر ب ال ع ال م ين. و الص ال ة و الس ال م

Detaylı

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz. İstihare Hakkında Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz. Âlimlerin ittifakıyla istihare yapmak sünnettir.[1] El-Buhârî nin rivayetine göre Cabir

Detaylı

REFERANS AYET: HİCR 87

REFERANS AYET: HİCR 87 REFERANS AYET: HİCR 87 Hicr Suresi nin 87 nci ayeti Tekrarlanan İkilinin verildiğini ve verilen iki sayıdan birinin 7 olduğunu bildiren tek ayettir. Ayrıca bu ayet peygambere indirilen vahyin hem sayısal

Detaylı

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır. »ب ن ي ال س ل م ع ل ى خ م س : ش ه اد ة أ ن ل إ ل ه إ ل الل و أ ن م ح م د ا ر س ول الل و إ ق ام الص ل ة و إ يت اء الز ك اة و ال ح ج و ص و م ر م ض ان «İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah tan başka

Detaylı

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24) ع ن ت م يم الد ار ى أ ن الن ب ص ل الل ع ل ي ه و س ل م ق ال :»الد ين الن ص يح ة «ق ل ن ا: ل م ن ق ال :»لل و ل ك ت اب ه و ل ر س ول ه و ل ئ م ة ال م س ل م ني و ع ام ت ه م.«Temîm ed-dârî anlatıyor: Hz. Peygamber

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid ALLAH TEÂLÂ'NIN İSİMLERİ DOKSAN DOKUZ İLE SINIRLI DEĞİLDİR أسماء االله عاىل غ صورة ف سعة و سع ا س م ا ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

ZEKATIN ÖNEMİ VE FAZİLETİ

ZEKATIN ÖNEMİ VE FAZİLETİ ZEKATIN ÖNEMİ VE FAZİLETİ Mustafa GÜNEY I- Konunun Plânı A. İnfak, Sadaka Ve Zekat Kavramı B. Zekatın Dindeki Yeri, Önemi ve Fazileti C. Zekat Vermeyenlerin Durumu D. Zekatın Fert Açısından Değerlendirilmesi

Detaylı

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5) ا ي اك ن ع ب د و ا ي اك ن س ت ع ني (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5) 1 و م ا ا م ر وا ا ل ل ي ع ب د وا الل م ل ص ني ل ه الد ين ح ن ف اء و ي ق يم وا الص

Detaylı

Şiddetli soğuk günlerde cünüplükten arınmak için teyemmüm almanın hükmü. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Şiddetli soğuk günlerde cünüplükten arınmak için teyemmüm almanın hükmü. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz Şiddetli soğuk günlerde cünüplükten arınmak için teyemmüm almanın hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Abdulaziz b. Abdullah b. Baz Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 0-433 اتليمم من اجلنابة أيام

Detaylı

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 269 EMANET

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 269 EMANET ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 269 EMANET Değerli müminler! Bugünkü sohbetimizde Emanet ten söz edeceğiz. Emanet EMN kökünden gelen bir kelimedir. Emn ise korku ve endişeden emin olmak demektir. Emanet hıyanetin

Detaylı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ ب س م الله الر ح من الر ح يم الل ه ل نت ل ه م و ل و ك نت ف ظ ا غ ل يظ ال ق ل ب ف ب م ا ر ح م ة م ن لا نف ض وا م ن ح و ل ك İmran, 159) (Al-i HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ Muhterem Müslümanlar!

Detaylı

Terceme : Muhammed Şahin

Terceme : Muhammed Şahin Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününde oruç tutmanın hükmü [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2014-1436 حكم صيام يوم ميالد

Detaylı

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY ا ب ع ق ظ ل ز ك İMAM HATİP LİSELERİ MESLEKİ ARAPÇA 9 Öğrenci Çalışma Kitabı ج ن 9 ل ث ان و ي ات ال ئ م ة و ال خ ط باء ا لل غ ة ال ع ر ب ي ة ك ت اب الت د ر يب ات Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye

Detaylı

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر ر ب ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر Yâ Rabbi! Kolaylaştır, zorlaştırma. Hayırla sonuçlardır. KUR ÂN HARFLERİNİN ÇIKIŞ YERLERİ ض Dilin yan tarafını sağ veya sol üst yan dişlere vurarak çıkarılır.

Detaylı

Öğretmenle öğrenciler arasında tanışma

Öğretmenle öğrenciler arasında tanışma iho arapça 8.sınıf 1.ünite 1.ders sayfa 10 11 12 13 14 15 16 türkçe çevirisi ve alıştırmaların cevapları. م راد : س ج ديد الد رس األ و ل: م د ر ه واق رأ ه ثم اك ت ب في د ف ت ر ك ع إلى الح وار اآلتي ا س

Detaylı

Îman, Küfür ve Tekfir 2

Îman, Küfür ve Tekfir 2 Îman, Küfür ve Tekfir 2 Bizi yoktan var eden Allah Teâlâ ya sonsuz hamt eder, onu tanımamak ve ona karşı nankörlük etmekten ona sığınırız. Hakla batılı, helal ile haramı ayırmak için gönderilen Hz. Muhammed

Detaylı

MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ

MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ م تعليق اتلماي م ] ريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim 0Terceme0T 0T: 0TMuhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-142 م تعليق اتلماي م» اللغة الرت ية

Detaylı

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70.

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70. ALLAH İHSANI EMREDER 1 Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de üzerinde önemle durduğu hususlardan biri de ihsandır, ihsan, kök ve müştakları ile birlikte Kur'an-ı Kerim'de ikiyüze yakın yerde geçmektedir. Güzel

Detaylı

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin SELÂMIN ŞEKLİ ] تريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 صفة لسلا لسلا» باللغة لرت ية «شد بن حسني لعبد لكريم ترمجة: حممد مسلم شاهني مر

Detaylı